‘Papaz kaçtı’, diyecekler ekonomi düzelecek

Yeni sistemle Türkiye’de siyaset bitti. Siyasiler mecliste sıkı muhalefet yapacağız diyorlar ama söylediklerinin hiçbir kıymeti harbiyesi yok. Kendi başlarına konuşurlar ve körler sağırlar birbirini ağırlar.
Öte yanda kendini başkan ilan eden kişi gülerek onlara sormak, danışmak ihtiyacını hissetmeden bildiğini yapar. Yani büyüklerin deyimiyle imam bildiğini okur… Diğerlerine seyretmek düşer…
Bütün bu olanların sorumlusunu arayanlar hala hata yapıyorlar. Yerin dibine batırdıkları partinin içinde cebelleşip duruyorlar. Aslında bu işlerin tüm sorumlusu siyaset yaptıklarını zannedenler. Sürekli hata yaparak Türkiye’yi bugünlere getirdiler. Bunda tüm partilerin sorumluluğu bulunuyor.
Seçimi konuşmak bu saatten sonra abesle iştigal etmekten geçiyor. Partiler görevini yapmadı ve Türkiye’de muhalefet görevini halka bıraktı… Yüzde 42 oya sahip olan Ak Parti’nin muhalifi geride kalan oyların sahibi halk oldu. Yani bu durumda tepki gösterecek, muhalefet yapacak olanlar sadece halk olacak… Tabii bu da nereye kadar… Orasını herkes biliyor.
MHP hala mecliste bir şeyler yapacağını sanıyor.  Güneydoğu’da HDP’nin oylarının MHP’ye verildiği konusu herkesin kafasında soru işaretleri taşıyor. Hatta daha ileri giderek “Meğer PKK’larına alayı MHP’liymiş” diyenler bile var. Bu durum bile seçimin üzerindeki kuşkuyu artıran nedenlerden biri olarak görülüyor.
Bir çok kişi İyi Parti’den beklenti içindeydi. İyi Parti bazıları için umut ışığıydı. Ancak gizli eller İyi Parti’nin ışığını söndürdü gibi geliyor. Büyük mücadele veren Meral Akşener’in “pes etme’ gerekçelerinden biri de bu durumda seçimlerin adil olamayacağı endişesinden kaynaklanıyor olabilir. Akşener “Ne yapsak olmuyor. Musluğu başındakiler vanayla istediği gibi oynuyor” düşüncesiyle kongrede aday olmayacağını açıklamış olabilir. O kadar dirayetli bakanlık yapmış bir bayan lideri siyasetten çekilme eğilimi Türkiye için bir kayıp olarak görülüyor.
CHP ise aynı CHP… İç kavgalar hiç durmuyor… “Koltuğa yapıştılar” sözü parti içinde fazla telaffuz edilir oldu. Kılıçdaroğlu ile İnce cephesi arasında gizli savaş sürüp duruyor.
Türkiye’de demokrasi, cumhuriyet kavramı başka yöne dönmüş CHP hala güçlü olduğunu sanıyor. Mecliste bir şeyler yapabileceklerini umut ediyorlar. Tabii bu kavgalar Ak Parti’nin işine geliyor ve onlar ellerini ovuşturarak manzarayı seyrediyorlar. 
Aslında Ak Parti’nin başında en büyük bela ekonomi olarak duruyor. Türk insanı ve iş dünyası sıkıştıkça sıkışıyor. Yatırımlar yurt dışına kayıyor. Üretmeyen bir ülke haline gelen Türkiye’nin gelir kaynakları eriyor. Bakalım ekonomik durum daha nereye kadar tahammül edecek. Halka verilen pembe mesajların arkasındaki gerçekler Ak Partiyi zora sokmaya başladı bile…
Öte yandan HDP’nin milletvekillerinin gözaltına alınması ise dünyanın tepkisini çekiyor. Türkiye’nin bozuk imajına katmerli katkılar bitmiyor. CHP’nin seçilmiş milletvekili Enis Berberoğlu ise yasaya aykırı bir şekilde “talimatla’ içerde tutuluyor.
Bu arada Trump’ın papaz baskısı sonuç verdi. Papaza ev hapsi verildi. Birkaç gün sonra memleketine gönderilir. Sonra da papaz kaçtı denilir. Merkel’in baskısı sonucu serbest bırakılan gazeteci de öyle olmadı mi? Ey Avrupa, Avrupa… diye bağırırken ‘teslimiyet” sürüyor.  Bu arada Türkiye’nin ekonomisinin papaza bağlı olması gariptir. Papaza ev hapsi verildi, dolar biraz hizaya geldi. Keşke birkaç papaz daha olsaydı da dolar eski günlere dönse diye düşünmeden edemedik. Yani Türkiye’ye bir papaz ekonomisi bile yetiyor. Türkiye’de gündem hiç bitmiyor. Her gün yeni bir şeyler oluyor. Bakalım daha neler göreceğiz.