QR KODU site sol kule
sağ dik reklam tweter takip et

26 Nisan 2024, Cuma

BEŞİKTAŞ MEDYA GRUP - Uluslararası Basın Yayın Platformu

ÖĞRETMEN ÇOCUĞUN YÜREĞİNE DOKUNANDIR

 Pandemi döneminde öğretmenlerin değeri acı bir tecrübeyle de olsa öğrenildi sanırım. Sizi pandeminin hemen öncesine götüreyim. Cimer, Mebim, üst amirlere şikayetler, öğretmene yönelik şiddet gırla gidiyordu. Herkes öğretmenlere nasıl öğretmenlik yapması gerektiğini sosyal medyadan kafamıza vura vura öğretiyordu. En sonunda bir yaralı gönüle dokundu, âh aldık. Alın şimdi evde bir nesil mahvoluyor.

 

Neyse konumuza girerken azıcık sitem hakkımızı kullanmış olalım.

 

Erhan Öğretmen olarak öğrencilerimle hep iftihar ettim.

 

En cok da yürekleri yaralı öğrencilerimi sevdim.

 

Bence bir öğretmenin en özel yanı kendisini çocuğa sevdirebilmesidir.

 

"Öğretmenlik sabah gidip öğlen geldiğin, cumartesi, pazar, ara tatil ve yazın tatil yaptığın bir meslek değildir.

 

Öğretmenlik anne olmaktır.

Baba olmaktır.

 

Ağabey olmaktır..

 

Kısacası, insan olmaktır.

 

 

Öğrenciler okula koşarak geliyorlarsa ne âlâ. Yok eğer ders bitimi koridorlara, servis araçlarına koşarak gidiyorlarsa bir düşünmemiz gerek.

 

Sene 1997...

Kağıthane Örnektepe İlköğretim Okulu..

 

İngilizce dersine giriyorum.

 

Şartlı cümlelerdi konu..

Aralık’tı aylardan...

Soğuk bir Aralık..

 

6-A sınıfındayım.

 

Quiz yapalım dedim.

Tahtaya İngilizce bir cümle yazdım.

 

if you were rich, what would you buy your mother?

 

“Evet çocuklar, tahtada;

‘Eğer çok zengin olsaydın, annene ... alırdın.’ yazıyor.

 

Cümledeki boşluğu, hayal gücünüzü de kullanarak doldurun. Kendinize göre cevaplayınız.

Anlaşıldı mı?” dedim.

 

Anlaşılmış olmalı ki herkes sessiz bir şekilde,

dağıttığım küçük kâğıtları aldı ve gözlerini tavana dikip düşünmeye başladı.

 

Beş dakika sonra sınıfı dolaşıp kâğıtları topladım ve tek tek okudum.

 

Uzay gemisi, Ferrari, Miami’de yazlık, pırlanta yüzükler, Maldivler’de ada...

 

Ben okuyorum, sınıf gülüyordu.

 

Son kâğıdı içimden okudum.

 

“If I were rich, I would buy flowers for my mom.”

 

Cümlenin sahibi, o sene sınıfa yeni gelen çelimsiz,  içine kapanık bir çocuktu.

 

“Aramızda çok duygusal bir arkadaşımız var!” dedim.

 

“Selim, kalk bakalım.

 

Ne yazdığını arkadaşlarına söyleyebilir misin?”

 

“Çiçek alırım, yazdım öğretmenim.”

 

Sınıfta hafif bir kahkaha koptu.

 

“Ben çok zengin olduğunuzu düşünün, hayal gücünüzü kullanın" demiştim.

 

Buna rağmen çiçek alırım yazdığına göre önemli bir sebebin olmalı.” dedim.

 

Bir süre sessizce bekledi, sonra ayağa kalkıp,

“Aklıma başka bir şey gelmedi öğretmenim.” dedi usulca.

 

Yüzünde Mona Lisa tablosunu andıran gülmekle ağlamak arası garip bir ifade vardı.

 

“Oğlum, dalga mı geçiyorsun?” dedim sertçe.

 

“Aklınıza bir şey gelmesi için illa not mu vermemiz gerekiyor?”

 

Hiç cevap vermedi.

 

Kâğıtları geri dağıttım.

 

Sınıf; çalan zille birlikte kovanı kurcalanmış arı sürüsü gibi bahçeye aktı.

 

Dışarıda ince bir yağmur yağıyordu.

 

Ertesi sabah okula geldiğimde, Selim’in babasını koridorda beni beklerken buldum.

 

Önündeki sehpada bir gün önce sınıfta dağıttığım buruşuk kâğıt parçası duruyordu.

 

Oturup biraz konuştuk.

Kısa bir görüşmeden sonra ayrıldı.

 

… zorlukla öğretmenler odasına doğru yürüdüm.

 

Başım dönüyordu.

 

Hıçkırığa benzer garip bir şey diyaframdan gırtlağıma kadar tırmanmış patlamaya hazır bekliyordu.

 

Kâğıttaki küçük boşluğu çiçekle dolduran Selim’in, hayatındaki en büyük boşluğu da,

çiçekle doldurmaya çalıştığını öğrendim..

 

Üç ay önce bir trafik kazasında annesini kaybettiğini ve o günden beri, babasıyla, hiç aksatmadan her Cuma günü,

annesinin mezarını ziyaret edip mezarlığa çiçek diktiklerini...

 

Önceki gece babası duymasın diye, yüzünü yastığa gömerek sabaha kadar hıçkırdığını...

 

Ve üniversiteden alınan diplomayla öğretmen olunamayacağını...

 

Hepsini, hayatımın o en serin aralık sabahında öğrendim…

 

Erhan Ziya SANCAR

Eğitimci Yazar

Yazarın Diğer Yazıları

Makale Yorumları

Makaleye Ait Yorum Bulunmamaktadır.

Yorum Yazın

CAPTCHA security code
Yorum Gönder

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

yukarı çık