QR KODU site sol kule
sağ dik reklam tweter takip et

02 Mayıs 2024, Perşembe

BEŞİKTAŞ MEDYA GRUP - Uluslararası Basın Yayın Platformu

BEN BAŞARAMADIM SEN DE BAŞARAMAZSIN

Her şey güzel gidiyor değil mi?

 

 Mutlusun.

 

Herkes seni takdir ediyor.

 

Güçlüsün.

 

 Herkes ışıl ışıl gözlerine sana bakıyor.

 

 Rüya gibi bir hayat yaşıyorsun.

 

 Dikkat et.

 

Çünkü insanların çoğu en büyük hataları her şey çok güzel giderken yaparlar.

 

 Rüyan kabusa dönüşmesin .

 

"Güç sendeyken herkes dostun.

 

Kaybettiğin zaman yoksun dostum."

 

Bir plaza deyimi ile devam edelim;

 

 Senin kazanman yetmez diğerleri de kaybetmeli...

 

Gerçek dost senin kazanmana sevinendir, derler. Seninle birlikte yas tutanlar belki de senin dostun değildir.  Avını sindiren bir timsahın döktüğü gözyaşlarıyla karşı karşıya olabilirsin.

 

 

Kumsalda yürüyen bir adam, avlanan balıkçıya yaklaştığında kova içerisindeki yakalanmış yengeçleri görür.

 

Kovanın üstü açıktır, kapağı yoktur.

 

 Bu durum onu şaşırtır, çünkü yengeçlerin kaçabileceğini düşünür.

 

 Balıkçıya sorduğunda “Evet, tek bir yengeç olsaydı, kesinlikle kaçardı.

 

 Ancak, pek çok yengeç varsa, biri kaçmaya çalıştığında diğerleri onu yakalar, kaçamayacağından emin olur, geri kalanlar da aynı kaderi yaşarlar.” yanıtını alır.

 

Tek yengeç kapaksız kovadan rahatlıkla çıkabilirken sayı arttıkça kaçış imkansızlaşır. Çünkü birbirlerini yukarı itmek yerine, aşağı çekerek engellerler.

 

Sonunda kimse kazanamaz. Bu durum, Yengeç Sepeti Sendromu’nun çıkış noktasıdır.

 

Direnç bir yengeç dışarı çıkmaya başladığı her fırsatta tekrarlanır.

 

 Bunu gözlemleyen balıkçı kovayı kapaksız bırakabilir. (Fettahlıoğlu ve Alkış Dedeoğlu, 2021).

 

Bir yengeç her kaçmaya çalıştığında diğerlerinin onu kovaya geri çekeceği bilgisinden emin olarak öğrenilmiş çaresizliği yaşamaya başlar. Bu durumu Cam Tavanı Kırmak adlı kitabımdaki makalemde kaleme almıştım

 

Yengeç Sepeti Sendromu;

 

“Ben sahip değilsem, sen de olamazsın.”,

 

“Ben başaramıyorsam, sen de başaramazsın.” anlayışını ifade eder.

 

 Bazı insanlar, bencilce davranarak hırslarını ön plana alarak başarmanın yolunun başkalarını geride tutmak olduğunu düşünürler

 

Kendileri ulaşamıyorsa, sizin de hayalleriniz, hedefleriniz uzak olmalıdır.

 

 İstekleri budur.

 

 Rekabetçi duygularla, hasetlik ve kıskançlıkla çabalarınızı sabote etmeye çalışırlar.

 

Yengeç Sepeti Sendromu, her alanda yaşanabilir.

 

Sepet, metaforun ortaya çıkmasındaki hikayedekine benzer şekilde yengeç-insan etkileşimleri bağlamında kullanılmış güçlü bir öğretim aracıdır.

 

Hayatta hepimiz birçok sepet içerisine tıkılırız.

 

 

Kiminden çıkmayı becerebiliriz.

 

 Kiminden ise çıkamayabiliriz.

 

Çünkü ortak grubu paylaştığımız bireyler bizi kendileri ile aynı sepette gördüklerinde ve sepetten çıkmaya çalıştığımızı fark ettikleri anda bizi aşağı çekmeye çalışabilirler.

 

Çünkü senin o sürüden sivrilip kurtulmanı asla istemezler.

 

 

Örneğin, kurumsal hayattaki tam zamanlı işinizden ayrılıp yolunuza girişimci olarak devam etmek istiyorsunuz.

 

İş çıkışlarında kendinizi geliştirecek kurslara katılmayı planlıyorsunuz.

 

 Kilo vermeyi düşünüyorsunuz.

 

Sigarayı bırakmayı düşünüyorsunuz.

 

 Bir yabancı dil öğrenmeyi düşünüyorsunuz.

 

 Daha farklı, daha iyi şartlara yöneldiğinizde, değişim yapmaya henüz hazır olmayan, korkan kişilerin eleştirilerine maruz kalabilirsiniz.

 

 

Yengeç zihniyetine sahip bireyler, çevresindeki birinin ilerlediğini gördükleri anda, bilinçli veya bilinç dışı süreçlerde başarıya giden bireyleri geride tutmak için çaba gösterirler.

 

 Başkalarının kendilerinden daha başarılı olacağı düşüncesi ile kendilerini besler ve tehdit altında hissettikleri ilk anda sizi aşağı çekmeye başlarlar.

 

 Buradaki asıl amaç karşısındakini aşağı çekerek kendi değersizliğini gizlemektir.

 

Tüm bu çabayı kendinden daha başarılı olunabileceği korkusu ile gerçekleştirir.

 

Bu zihniyete sahip kişiler her zaman belirgin değildir. Fark etmemiz, o kişiye bu zihniyette olabileceği düşüncesini yakıştırmamız çoğu zaman oldukça zor bir hal alabilmektedir.

 (Aydın ve Oğuzhan, 2019; Fettahlıoğlu ve Alkış Dedeoğlu, 2021).

 

 

Kendi başarısızlık korkularıyla, sizin başarılarınıza, gelişim olanaklarınıza ket vurmaya çalışanlar; yeni bir şey denemek istediğinizde baltalamaya, caydırmaya niyetlenenler olabilir.

 

 “Ne gerek var?”,

 

”Boş ver.”,

 

”Zaten beceremezsin, hiç uğraşma.”,

 

“Bu saatten sonra meslek değiştirilir mi?” sözlerini duyabilirsiniz.

 

Ofis tavsiyesi kisvesi altında size kendinizden şüphelendirecek önerilerde bulunabilirler, iş stresini artırabilirler.

 

Yengeç zihniyetine sahip kişiler, gruplarında diğerlerini aşarak başarılı üyelerin önemini azaltmayı hedeflerler.

 

Onlar başarısızken başkalarının başarısını izlemek yerine, çökmelerini beklerler.

 

Mutlu anlarda bile eleştirecek noktalar bulabilirler, ama eleştiri duymak istemezler.

 

Empati ve merhametten yoksundurlar. Başkasına yardımcı olmak, kendimize yardımcı olmaktır aslında.

 

 Paylaştıkça çoğalır insan.

 

Kurbana dönüşmemek için:

 

Zamanınızın çoğunu birlikte geçirdiğiniz insanlara dikkat edin.

 

 

Jim Rohn; “İnsan, en çok vakit geçirdiği 5 kişinin ortalamasıdır.” diyor.

 

Şimdi o beş kişiyi gözden geçirin Gerçekten sizin başarınızı mutluluğunuzu istiyor mu yoksa debelendiği çukura sizi de mi çekmek istiyor?

 

 Aile üyeleriniz, mesai arkadaşlarınız, yakınlarınız size yengeç sepeti sendromu yaşatan kişiler olabilirler.

 

Zorunlu nedenlerle ilişkimizi tamamıyla koparmamızın mümkün olmayacağı durumlar varsa da hayatınıza yön verecek olan kişi sizsiniz. Kiminle, ne kadar vakit geçireceğinizi iyi belirleyin.

 

Benzer hedeflerinizin olduğu kişilerle bir aradaysanız, başarınız katlanır.

 

Durumun farkına varmak gerekiyor.

 

 Olumsuz düşüncelerle dolu ortamda kalmak yerine, enerjinizi yardımlaşabileceğiniz, birbirinize ilham verebileceğiniz kişilere yönlendirin.

 

Yengeçlerin sizi hedeflerinizden ve hayallerinizden uzaklaştırmalarına, üretkenliğinizi azaltmalarına izin vermeyin.

 

Yengeçler sizi fark etmezlerse, sizi aşağıya da çekemezler…

 

Sessizce çalışmak ve gelişmek yengeç zihniyetli kişilerden gerçek korunma yollarından biridir diyebiliriz.

 

 

 Maskelerin altında nelerin olduğunu mutlaka gözlemleyin belki de o kişi yengeç sepeti sendromunun bir parçasıdır.

 

       

 

Hayatınıza yön verecek olan kişi sizsiniz. Kiminle, ne kadar vakit geçireceğinizi iyi belirleyin.

 

Bazen yalnız olmanın yengeçlerle birlikte olmaktan daha iyi olduğunu aklınızdan çıkarmayın.

 

Gerçekçi beklentileriniz olsun. Böyle yaptığınızda diğer insanların davranışlarından dolayı hayal kırıklığına uğrama olasılığınız düşüktür.

 

Güvendiğiniz ve hayatınızı sizin gibi ilerletmeye çalışan, benzer düşüncelere sahip bir arkadaş grubu bulun ve bir takım oluşturun.

 

 Aynı gaye üzerinde çalışan insanlar için bu zihniyetin oluşması daha düşük olasılıklıdır. Doğru türden insanlar ile hayatınızı çevrelerseniz o kovadan birlikte çıkabilirsiniz. Daha iyi bir tırmanıcı olun.

 

 Bizim hayatımız, bizim seçimlerimiz.

 

 Kovadaysak da sepetteysek de çıkmayı başarmak bizim elimizde.

 

Ha bu arada, en yakınındaki kişi şu anda seni aşağı çekiyor, farkında mısın?

 

Uyan; rüyaları gerçekleştirmenin yolu uyanmaktan ve gerçekleri görmekten geçer.

 

Vesselâm.

Yazarın Diğer Yazıları

Makale Yorumları

Makaleye Ait Yorum Bulunmamaktadır.

Yorum Yazın

CAPTCHA security code
Yorum Gönder

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

yukarı çık