QR KODU site sol kule
sağ dik reklam tweter takip et

29 Nisan 2024, Pazartesi

BEŞİKTAŞ MEDYA GRUP - Uluslararası Basın Yayın Platformu

Bilim Kurulu derhal istifa etmeli

Dünyanın başına musallat olan koronavirüs, bundan tam bir yıl önce kasım ayının sonlarında Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkmıştı.
Virüsün “çok ciddi” bir tehdit olduğu gerçeği ise aralık ayının sonunda anlaşılmış ve Çin’de alarm verilmişti.
Çin dışında dünyanın tehlikeyi fark etmesi ise şubat ayının ortalarında gerçekleşmişti.
“Bize bir şey olmaz” ilkel mantığının en iyi temsilcilerinden AKP iktidarı ise ancak nisan ayında ilk ölüm vakasını kabul etmiş ve ardından ilk önlemler alınmaya başlanmıştı.
Hatırlayın o günleri, babacan tavrıyla Sağlık Bakanı kameraların karşısına geçiyor, vakaların kaç olduğunu söyledikten sonra entübe hastaların durumunu anlatıyor ve ölüm sayılarını açıklıyordu.
Kamuoyu bu babacan bakanı sevmişti.
Ama bu kısa sürdü.
Muhtemelen “kimse benden öne geçemez” duygusu sarayı etkisine almıştı ve bir de baktık ki bakanın renkli basın toplantılarının yerini “Twitter üzerinden bilgilendirme” almış.
İktidar hesapta “işi ne kadar ciddi tuttuğunu” göstermek için bir de “Bilim Kurulu” oluşturmuştu.
Bilim Kurulu da kamuoyu tarafından benimsendi, sevildi sayıldı.
Ancak günler geçtikçe işin rengi de iyice değişmeye başladı.
Medeni ülkelerin yöneticilerinin gözü kulağı kendi bilim kurulunda olurken Türkiye’de kararlar saraydan veriliyordu.
Bilim Kurulu kısa bir süre sonra sadece “adı parlak” bir heyet haline dönüştü.
Kamuoyu “bilimsel bilgileri” dahi saraydan alır oldu.
Bilim Kurulu’nun hangi konuda ne söylediği, ne önerdiğinin bir önemi yoktu, önemli olan AKP Genel Başkanı’nın söylem ve kararları idi.
Aylardır en azından kendi hesabıma bu durumu vurguluyor ve Bilim Kurulu’nun daha etkili ve yetkili olması gerektiğini anlatmaya çalışıyorum.
İlk haftalardan itibaren koronanın Sağlık Bakanlığı’nın kontrolünde olmadığını, her gün ilan edilen rakamların bakanlık kaynakları tarafından değil, saraydaki danışmanlar tarafından düzenlendiğini biliyor ve söylüyorduk.
Ama nedense Bilim Kurulu’ndaki üyeler, herhalde aldıkları çok yüksek maaşın da cazibesi ile seslerini çıkarmıyordu.
Açıkçası Bilim Kurulu hiçbir işlevi olmayan, dışa karşı gösteriş için kullanılan bir heyet haline geldi.
Şimdi gerçek ortaya çıktı.
Sarayın, sağlık bakanına aylardır yanlış ve eksik bilgi verdiği bizzat Sağlık Bakanı’nın sözleriyle kanıtlandı.
Gerçeğin ortaya çıkması, Bilim Kurulu adı altında görev yapanların da ne kadar sorumsuz ve bilime aykırı davrandıklarını göstermiştir.
Kendi adıma zaten adlarının önünde cafcaflı unvanlar bulunan kişilerin, kendilerini siyasi bir zihniyete teslim etmelerini, bilim insanı olmalarına rağmen bilime saygı duymamalarını, alınan siyasi kararlara karşı sessiz kalmalarını, bilimsel verilerin saklanmasına hiç itiraz etmemelerini ve durumu kabullenmelerini hiç anlamamıştım. Bunu yazılarımda ve televizyon konuşmalarımda da defalarca ile getirdim.
Şimdi halk deyimi ile “şapka düştü, kel göründü.” O halde Bilim Kurulu adı altında aslında “Ne biliiim ağbi” mantığı ile tufeyli gibi oturan ve bu milletin kaynaklarını israf eden heyet üyeleri onurlu davranmalı ve istifa etmeliler.
Tabii bir olasılık daha var.
Bilim Kurulu üyeleri bilim insanı olduklarını hatırlayarak gerçek görevlerini yapmaya başlayıp saraya yaranmak için sessiz kalmak ve gerçeklerin saklanmasına aracı olmak yerine bilime uygun davranabilirler.
Tabii asıl istifa etmesi gereken bakandır ama biliyorsunuz bakanlar istifa edemiyor ancak görevden affedilebiliyorlar.

İMAMOĞLU OLMASA SAKLAMAYA DEVAM EDECEKLERDİ 

Sağlık Bakanı aylardır saraydan gelen gerçek olmayan bilgileri açıklıyor.
Eğer Ekrem İmamoğlu İstanbul’da her gün toprağa verilen vatandaşlarının kaçının “bulaşıcı hastalıklar nedeniyle öldüğünü” açıklamasa muhtemelen bakanın gerçek olmayan bilgileri paylaşması devam edecekti.
Oysa cenaze kaldırma görevi belediyelerin ve İstanbul’da çeşitli nedenlerle ölen ve toprağa verilenleri gizlemek pek mümkün değil.
Buna rağmen bakanlık ve AKP yetkilileri bir süre İmamoğlu’nu yalanlamaya hatta iftira attığını söylemeye çalıştılar.
Ama bu kılıf minareyi örtmüyor.
Sonunda çaresiz kaldılar ve durumun ne denli vahim olduğunu açıkladılar.
Şimdi sıra İmamoğlu’nun enflasyon ve işsizlikteki gerçek oranları açıklamasında artık.

CAN ATAKLI TÜM YAZILARI

Yazarın Diğer Yazıları

Makale Yorumları

Makaleye Ait Yorum Bulunmamaktadır.

Yorum Yazın

CAPTCHA security code
Yorum Gönder

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

yukarı çık