Teröre Diyarbakır darbesi

Diyarbakır’da evlatlarını PKK terör örgütüne kaptıran annelerin sesi artık çığlık oldu. İlk adımı Hacire Ana attı. Gidip dayandı HDP binasının kapısına. Ardından çocukları götürülen başka aileler geldi. ‘’Evlatlarımızı geri verin, onları ABD uşaklığına gönderiyorsunuz’’ dediler. Doğu ve Güneydoğulu vatandaşlarımız Türk bayrakları ile meydanlara koştu. Kadınlar yine en önde olmak üzere binlerce insan barışa, kardeşliğe, birlik ve beraberliğe yürüdü. Birçok sivil toplum örgütü destek verdi. Kürtlerin Türk milletinin ayrılmaz parçası olduğunu herkes gördü.

Bu tabloda en büyük pay sahibi elbette ki teröre karşı kanı ve canı ile mücadele veren Mehmetçik ve arkasındaki siyasi iradedir. PKK baskısından kurtulan insanlarımız özgürleşiyor. Köşeye sıkışan PKK ise orman yakıyor, Kulp’ta işçileri öldürüyor, köylülere gözdağı verip tehditler savuruyor. Ama nafile. Artık millet ve devlet el eledir ve Diyarbakırlı anneler PKK’ya en büyük psikolojik darbeyi indirmiştir.

Başta CHP olmak üzere muhalefet ise, şaşkınlıktan önce sustu sonra kerhen destekledi. Ama CHP’liler HDP kapısındaki nöbeti eleştirmeden duramadılar, devlet kapısını adres gösterdiler. Vicdansız yazarlar, kozmopolit sanatçılar, arsız politikacılar dün olduğu gibi bugün de teröristlere itibar kazandırmak ve Kürt milliyetçiliğini ilericilikmiş gibi göstermek için birbirleri ile yarışıyor. Tarihte eşi görülmemiş bir halk ve devlet düşmanlığını sergilemekten utanmıyorlar. Ancak bir HDP’li kapının önüne çıkıp da dağa kaçırılan çocukları için oturma eylemi yapan annelere, ‘’Biz siyasi partiyiz. Bizim o terör örgütü ile ne ilgimiz olabilir, çocuklarınızı burada aramayın’’ diyememiştir.

HDP ile sarmaş dolaş olan CHP yönetimi yine de çok rahat. Çünkü seçmenine her istediğini yaptırabiliyor. Kılıçdaroğlu’nun zamanında dediği gibi ‘’tıpış tıpış gidip’’ oy veriyorlar. Buradaki sorun; seçmenin Batı’ya kayıtsız şartsız biat kültüründen kaynaklanan ‘’öğrenilmiş çaresizlik’’ psikolojisiyle başının dik olamaması herhalde.

İktidarın geçmişte yaptığı ama şimdi döndüğü yanlışları papağan gibi tekrarlayıp, oy verdiği partinin aynı yanlışları yapmak için sıraya girdiğini anlayamamak veya anlamak istememek başka neden olabilir?

ORTAK DEVRİYE DE OYALAMA

ABD hiçbir sözünü yerine getirmedi. Ortak devriye meselesi de bir oyalama ve zaman kazanma meselesidir. O nedenle, yerine getirmeyecekleri başka vaatleri beklemeden Fırat’ın Doğusu’na bedeli ne olursa olsun bir an önce müdahale etmek gerekiyor. Zira tehdit çok büyük ve çok yakın.

Aslında herkes Suriye’nin kuzeyinde yüzlerce kilometrelik bir cephe inşa edildiğini, buraya DAEŞ bahanesiyle ordulara yetecek kadar silah ve mühimmat yığıldığını ve bu cephenin terör örgütlerini değil, Türkiye’yi hedef aldığını biliyor. Bu kuşatmaya karşı meşru müdafaa hakkımızı kullanmamak intihardır. Yarın bu savaşı kendi topraklarımızda vermeye razı olmaktır.

Muhalefet cephesinin ve sahte Atatürkçülerin böyle büyük bir tehdidi hala yok sayarak itiraz etmemesi ise, GARABETTİR!