QR KODU site sol kule
sağ dik reklam tweter takip et

20 Nisan 2024, Cumartesi

BEŞİKTAŞ MEDYA GRUP - Uluslararası Basın Yayın Platformu

Şaka değil, gerçek!.. 1 Nisan'da Beşiktaş'ta tarih yazıldı!..

Sadece bizim için değil, Beşiktaş için önemli bir tarihtir bu!.. 
1 Nisan 2000 yılında Gazete Beşiktaş'ı çıkardık. 
... Ve Beşiktaş'ın ilk defa bir gazetesi oldu!..
22 yılı geride bıraktık!..
Kesintisiz 407 sayı ve milyonlarca tiraj yaptık!..
Adeta tarih yazdık!..

İLK AMA DEV ADIMLAR!..

1982 yılından 2000 yılına kadar bu meslekte yoğun bir tempom oldu. Halen de aynı tempo içinde çalışıyoruz. Hürriyet, Sabah, Milliyet derken, danışmanlık işlerine de başlamıştım. Haber ajansı ve danışmanlık, ardından yayıncılık şirketi... Yaklaşlık 100'ü aşkın Türkiye'nin en önde gelen özel ve kamu kuruluşlarıyla çalıştım. Artık kendim için bir şeyler yapmak istiyordum. Hayatımın geçtiği Beşiktaş'ta bir gazete çıkarmak için kolları sıvadım. Eskiden beri kulüple de, yerel yönetimlerle de yakın temaslarım vardı. Ancak amaçım ne kulüp ne de belediye idi, Beşiktaş'ta bir boşluğu doldurmak, kültür hayatına bir katkı sunmaktı... Hiç biriyle de görüşme yapmadım, gazeteci arkadaşlarla tek başıma yola çıktım!.. Ama zaman içinde kamuoyunun haber alma hakkı adına ister istemez her iki kurumla da yayıncılık anlamında yoğun ilişkiler içine girdim!..

İNSAN DAVRANIŞLARI!..

Markalaşma sürecinde kişisel ve kurumsal olarak yaşadıklarımız üzerine anlatacak çok şey var da, bu gün değişik bir konu üzerinde durayım!.. 
İnsanların davranışları üzerine yaşadıklarımızı sizinle paylaşayım. 
Çok saygı gördük, çok taktir aldık!.. Sayısız dost edindik!..
Yıllardır gururla dimdik ayakta sizlerden aldığımız güçle hareket ettik!.. Doğrudan ve ezilenden yana olduk!..
Ama zaman zaman yazılarımda ve haberlerimizde de delilleriyle açıkladığım gibi yıllar içinde bizim başarılı olmamızı istemeyen, bir dizi kara cahille de karşılaştık, en sert cevabı verdik!..
Allah'a şükür başta yasal yollardan olmak üzere her platformda bu ahlaksızların ve onursuzların, gerçek yüzlerini ortaya çıkardık. Hiç birinde sokağa çıkacak surat bırakmadık!..
Haaa, bunların uzantıları halen yok mu?..  Var!.. Gizli, gizli, hem de katmerlisi!.. Alışmış kudurmuştan beterdir derler!..
Takipteyiz!..

BAŞKANLARI YAZACAĞIMI SÖYLEMİŞTİM!..

Hatırlarsınız Ayfer Atay, Yusuf Namoğlu, İsmail Ünal, Murat Hazinedar ve Rıza Akpolat zamanında Gazete Beşiktaş ile iyi ve kötü ilişkileri yazacağım demiştim.
Tabii Süleyman Seba, Serdar Bilgili, Yıldırım Demirören, Fikret Orman ve Ahmet Nur Çebi zamanındakileri de...
Ben  her zaman sözümde dururum!..
O gün bu gündür!.. 
Çünkü 1 Nisan bizim doğum günümüz!..
Tarihe not düşmek adına, küçük bir ufuk turuna çıkarayım sizi...

SPORLA İÇİÇE BİR HAYAT!..

Bilen bilir, aynı zamanda Türkiye ve Dünya Spor Yazarlarındanım!.. 
Ömrümün çoğu Beşiktaş camiasında geçmiştir.

Önce Süleyman Seba'dan başlayayım... Büyük başkandı, gazetenin ilk sayısını eline ilk alışında çocuklar gibi sevinmiş, böyle bir yayın organına ihtiyaç vardı demiş, günler öncesinden haber almış, evden fotoğraflar getirip bunları basın, gazeteye katkım olsun diye de eklemişti. Daha önce de anlattım, gazete dağıtım aracını görünce, her arkadaşa tek tek teşekkür ederek, kulüp olarak ne yapabileceklerini sormuş, kolaylıklar dilemişti. 

Ardından Bilgili geldi, O da yakından ilgili idi medyaya!..
Sonra Demirören... Her maçta gazeteleri tüm stada koyduk onun zamanında, okunurluğu ve de tanınırlığı arttırdık. Beşiktaş Dergisi ile yoğun iş birliği yaptık. 

Fikret Orman... Seçimden önce ilk kez bizim radyoya çıkmıştı, onun döneminde de,  Ahmet Nur Çebi döneminde de haber bazında çalışmalar yapıldı, yapılmakta...

Şahsi düşünceme gelince;
Hepsi iyi Beşiktaşlıdır, tartışamayız!.. 
Sadece;
Tek garipsediğim, hesap soracağız diye gelenlerin, hiç bir şekilde hesap sormamasıdır, hatta hesap vermeden gitmeleri olmuştur!..

SİYASETİ İYİ BİLİRİM, SİYASETÇİYİ İYİ TANIRIM!..

Yerel yönetimlere bakarsak;
Yazacak çok şey varda;
Fazla detaylara girmeden, özet halinde ilk defa bazı bilgiler vereyim size bu güne özel!..
Belki yıllar sonra geniş girerim bazı konulara!..

Önce;
Ayfer Atay... Kibar, babacan biriydi. En azından öyle bir intiba bıraktı bende.. İlk tanışmamız on yıllar önce Belediye Başkanı iken olmuştu. Sadece Günaydın Gazetesi'nde çalışırken bir haber yapmıştım, hiç unutmam, evime koca bir çiçek yollamıştı. Şaşırmıştım, bir telefon açıp, teşekkür bile etmeyenlere alışkınız, onun için unutmam, hatırlarım hep!.. Sonra diğer seçim dönemlerinde de haber anlamında görüşmelerimiz olmuştu, o kadar!.. Çok samimiyetim yoktur!..

Yusuf Namoğlu sıcak kanlı bir insandır. Spor yazarıyım, hakemlik döneminden bu yana iyi tanırım. Bizim gazeteye her fırsatta gelir, oturur, konuşur, herşeyi paylaşırdık. Burada her şeyi unutuyor, huzur buluyorum derdi. İçtendi!.. Onun zamanında, binlerce tabelayı cadde ve sokak başlarına koyup, yaptığımız tanıtımı bugün en büyük medya organı yapamadı daha!.. 

İsmail Ünal ile yakın çalıştık. En önemli özelliği her telefona çıkar, çok önemli bir toplantıda bile olsa açar veya anında dönerdi!.. Bu özelliğini çok severim. Hatta cep telefonunun numarasını gazetenin manşetinden bile vermiştik!.. O da hem gazeteye hem de radyoya randevusuz çat kapı gelen ve herşeyi bizle paylaşan başkanlardandı!.. Hakkını teslim edeyim, her fırsatta kamuoyuna açık toplantılar da bile, gazeteyi ve çalışanları açık açık onare ederdi. Hiperaktif bir yapısı vardı, çoğu zaman mesaj yüklüydü lafları!... Tatlı atışmalarımız olmuştur, ama saygı ve samimiyeti sürdürdük yıllarca, siyaset, spor çok şey paylaştık!.. 

Murat Hazinedar ile ne yazık ki güzel anılarımız yok. Onun için çok anmak istemiyorum!.. 
Sadece şunu söyleyeyim; 
Sonradan ayrı düştüğü ekibi ile birlikte, gazeteyi batırmaya yönelik, çalışmaları bile olmuştur!.. Ardından toparlamaya çalıştı, ama o soğukluk hep kaldı!.. Görev sürecince, en fazla 2 kez geniş görüşmüşüzdür, o da seçim öncesi gazete ve radyoya çıkmak için randevu alarak geldiği gün, diğerinde ise, tartışma yaşadığımız seçim sonrası makamında... 
Daha o zaman söylemiştim olacakları!.. Akibeti ise malüm!.. Söyleyecek çok şey var da, artık lüzumsuz!.. 

Ardından gelen Tahir Doğaç vakası!.. Varlığı ile yokluğu belli olmayan tartışmaların devamı niteliğinde kısa dönem kıfayetsiz ve kullanışlı tam bir atama (!) sözde başkan!.. 

Rıza Akpolat'a ayrı bir parantez açayım. Gerek belediye, gerek Beltaş, bir enkaz üzerine başkan oldu!.. Görevden alınmış bir başkan, sayıştay, müfettiş raporları, polis baskınkları, yıpranmış ve hep tartışılan bir meclis, bizim de neredeyse her gün haber yapmaktan bıktığımız daha ne rezillikler?!..  
Çok mücadele ettik!..
Beşiktaş için elimizi değil, aşımızı, işimizi, yayınlarımızı ve de hayatımızı taşın altına koyduk!..
Kayıp yıllar üzerine başkan olmak kolay değildir.
Onun için sürekli yazıyorum, kökten temizlik anlamında Akpolat'tan büyük beklentilerim var!..
Çalışıyor, çabalıyor, geleceği parlak, yara almasını istemem.
Rıza Akpolat, genç ve dinamik bir başkan, Beşiktaş'ta güzel işler yapılması adına yalan yok, seçim öncesi de destek verdik, şimdi de destek veriyoruz. Katkı isterse de her zaman veririz. Çünkü, Beşiktaş iyi olursa hepimizin iyi olacağına inanıyorum. 
Saygı, sevgi, güven ve samimiyet olduğu müddetçe de sadece Gazete Beşiktaş değil, Beşiktaş Medya Grup kapıları ona her zaman açıktır, istediği zaman direk telefon açar, istediği zaman çat kapı gelir, gelebilir o kadar netim bu konuda!..
Yeter ki, başarılı olsun!..

Sonuç olarak;
Spor camiasına da, siyaset camiasına da 22 yıl içinde, az veya çok, iyi veye kötü bir dokunuşumuz vardır!..

İŞİMİZ SADECE YAYINCILIK!..

İş dünyasında değilseniz, başka işleriniz yoksa zor iştir bizimkisi... 40 yıllık çevremizi kullanarak, yağlı bir kapı bulup, arkamıza bir dayımızı alarak, makam ve mevki sahibi olarak, iş takibi, bilumum rantiyecilikle veya çifter maaşlarla köşeyi dönmek varken, gazete çıkarmayı, gazeteci yetiştirmeyi yeğlemek önemli olsa gerek!.. Gazetecilik sıfatımızı, yayınlarımızın güçünü kullanıp, sahtekarlar gibi, örneğin otopark veya büfe alıp işletseydik, imara bulaşsaydık, bir cadde veya sokakta işgaliye kapatsaydık, müteahitliğe soyunup ihale alsaydık, ruhsat başına para toplasaydık, her işe balıklama atlayıp, aracı olsaydık veya eşimizi dostumuzu çoluk çocuğumuzu işe yerleştirip bankamatik yapsaydık, bugün 24 saat geceli gündüzlü çalışıp haber peşinde koşmak, gazete çıkarmak Beşiktaş'a faydalı olmak yerine kısa yoldan köşe olmuştuk!..
Allah korusun!..

BEŞİKTAŞ'I VE BEŞİKTAŞLILARI BİZE SORUN!..

Dahası;

Beşiktaş'ın kültür hayatına bir ışık tutabilmek, katkı verebilmek için zor bir işe soyunmuşuz, ilçenin en önemli markasını yaratmışız. Kimsenin cesaret edemediği bir alanda herkesin kafasını kuma gömdüğü dönemlerde cengaver gibi risk alarak, her alanda yayın yapmış, konuşulamayanları konuşmuş, yayınlanamayanları yayınlamış, 1 numara olmuşuz. 
Destek beklerken, çoğu zaman köstek olanlarla da mücadele etmek zorunda kalmışız.
Taktiri hak etmiyor mu?..

BASIN VE FİKİR HÜRRİYETİ YOKSA DEMOKRASİDEN SÖZ EDİLEMEZ!..

Yıllardır bu işlerin içindeyim!.. İlk günden bu yana kimseden şahsi hiç bir beklentim ve isteğim olmamıştır. Tüm çabam ve isteğim, demokrasinin vazgeçilmezi olan basın özgürlüğü ve fikir hürriyeti ile yayınlarımızla Beşiktaş'a katkı sağlamaya yöneliktir. 
Düşünebiliyormusunuz?.. 
Türkiye'nin okuma yazma oranı en yüksek olan ilçesi, üniversiteleri, müzeleri ve kültür sanat alanları ile lider olduğunu iddia ettiğimiz Beşiktaş'ın bir gazetesi bile yoktu bunca yıl!.. 
Kimse cesaret edememiş, yürütememiş veya başka sebeplerden yapamamış... 
Bu onur bize nasip oldu!.. 
Halen rakipsiz, ilk ve tekiz!..

BİR GÜN BİR HATIRLAYAN BİR GERÇEK BEŞİKTAŞLI ÇIKAR ELBET!..

Ancak;
Art niyetlilere zaten lafım yok da;
Bunca yıl, her şey buram buram popülizm kokarken, bu kadar saygın bir iş yapan bizleri, ciddi bir kişi veya kurum da çıkıp, Beşiktaş'a bu kadar hizmet ettiniz, ediyorsunuz, sizleri şöyle veya böyle onurlandıralım dememiştir!..
Ulusal gazetelerde onlarca haber ödülüm var!..
5 kuşak Beşiktaşlıyım diyorum...
Bu kadar sıkıntı çek... İlkleri yarat, yaşat, Beşiktaş'ın ve Beşiktaşlıların sesi ol...
Bu kadar vurdumduymazlık, düşüncesizlik ağır geliyor, her yıldönümüzde yalan yok!..
Bir tek bu içimde ukte kalmıştır!..
Düşmanlar bile acı vermiyor!..
Ama bu vefasızlık yok mu?!..

GAZETE BEŞİKTAŞ, KÜLTÜR HAYATINA BİR IŞIKTIR!..

Neyse;
Herkes gelmiş, geçmiş, biz dimdik ayakta, 22. yılı devirmişiz...
Bu onur bize yeter!..
Belki gün gelir, vicdanlı, aklı selim, hakkaniyetli bir yetkili veya bir kurum çıkıverir, hayırla yad ediliriz. Bir yere belki küçük bir plaket bile çakılır!.. Kim bilir?..
Onun için hep diyorum;
'Bazıları hikaye yazar, bazıları destan' diye!..
Bu konuda istesem de, mütevazi olamam!.. 
Çünkü, beni geçin, onlarca gazetecinin alın teri, göz nuru ve hayatları var bu süreçte, emekçilere haksızlık olur!..

KISSADAN HİSSE!..

Anlayana;
1 Nisan 2000...
Sadece Gazete Beşiktaş'ın kuruluş yılı değil...
Beşiktaş için dönüm noktasıdır!..
Bilmeyenlere...
Bilip de, bilmemezlikten gelenlere...
Dosta, düşmana...
Kıssadan hisse!..

Yazarın Diğer Yazıları

Makale Yorumları

Makaleye Ait Yorum Bulunmamaktadır.

Yorum Yazın

CAPTCHA security code
Yorum Gönder

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

yukarı çık