QR KODU site sol kule
sağ dik reklam tweter takip et

20 Nisan 2024, Cumartesi

BEŞİKTAŞ MEDYA GRUP - Uluslararası Basın Yayın Platformu

‘Vatana ihanetin bahanesi yoktur ama bedeli vardır’

Her şerde bir hayır vardır derler ama bazen bir şer şimdi olduğu gibi art arda gelen bir hayırlar zincirine de neden olabiliyor. Bunu şunun için söyledim: AK Parti 2002 yılında iktidara geldiğinde FETÖ devletin stratejik noktalarına sızmış, buralarda sinir uçlarına kadar örgütlenmişti.

ABD’nin kontrolündeki şebeke Türkiye’yi 10 yıl boyunca BOP planları doğrultusunda kullandı. Fakat Sayın Erdoğan bu şebekenin maksadını fark edince, FETÖ’cü kadroları kendi kadroları ile değiştirmeye başladı ve ABD ile ilişkiler hızla bozulmaya başladı. 2012 yılının Şubat ayındaki MİT operasyonu Tayyip Erdoğan iktidarını devirmeyi amaçlayan operasyonlar dizisinin ilk adımıdır. Gerisini zaten biliyorsunuz.

Türkiye bu hain operasyonlara 24 Temmuz 2015 yılında başlattığı önce Kandil ve ardından gelen hendek operasyonları ile cevap verdi. PKK’yı kazdığı hendekler gömerken, TSK ve Emniyete sızan FETÖ’cüleri de teker teker temizlemeye başladı. ABD bu temizliğin önüne 15-16 Temmuz 2016 darbesi ile geçmek istediyse de başaramadı. Türkiye’nin cevabı ise Fırat Kalkanı ve ardından gelen Afrin Harekatı olmuştur. Bugün geldiğimiz noktada ABD koridoru Münbiç ile Sincar arasında sıkışıp kalmış bulunmaktadır.

Türkiye, bir yandan askeri ve siyasi başarılarını hayata geçirirken diğer yandan da bölge ülkeleri ile ittifakını güçlendirdi.  Bu ittifak sayesinde ABD’nin Irak’tan kopararak Barzani’ye verdiği topraklar silah kullanmadan geri alındı. Astana İttifakı her geçen gün güçlenmekte, Çin’i de içine alacak bir büyük işbirliğine doğru yol almaktadır.

Bu stratejik adımlar AB’nin patronu konumundaki Almanya ve Fransa’nın, hatta yakın bir zamana kadar ABD’nin kankası olan İngiltere’nin bile Türkiye ile dayanışma içine girmesine sebep olmuştur. Venezüella gibi uzak bir ülke altınlarını bize emanet edebilmiştir. En başta da dediğim gibi bir büyük şer birçok büyük hayrın gerçekleşmesine sebep olmuştur.

Bugün Türkiye’yi bu şekilde dize getiremeyeceğini anlayan ABD son çare olarak ekonomi üzerinden vurmaya başlamıştır. Cari açık ve şirketlerin döviz borcu yumuşak karnımızdır. Ancak bir gecede iki uluslararası derecelendirme kuruluşunun aynı anda not indirmesi ekonomik bir operasyonun varlığından başka türlü nasıl açıklanabilir?

Türk ekonomisinin taze paraya erişimi engellenmek istenmektedir. Bu şekilde artan döviz kurları enflasyon geçirgenliği üzerinden hepimizin yaşamını olumsuz etkileyecek ve operasyon çekenler içimizdeki uşakları vasıtası ile bunu fırsata çevirmenin nafile yollarını arayacaklardır.

Tayyip Erdoğan düşmanlığı ile egolarını tatmin eden tatlı su solcuları ile gerçekleri görmemekte hala inat eden liberal kesimler, ekonomik yönden rahatları kaçarsa bu açmazda daha ne kadar ısrarcı olurlar bilmiyorum. Ancak vatan savaşı içinde bulunduğumuzu anlamamaları için bahaneleri kalmamıştır. Bu noktadan sonra yaşadıkları körlüğü algı eksikliği veya medyanın yıllardır süren beyin yıkama faaliyetleri ile açıklama olanağı da yoktur.

Bu nedenle, birlik içinde ve bu büyük hesaplaşmada hiç değilse tehlikeyi savuşturana kadar yan yana olalım. Dostumuzu düşmanımızı bilelim ve aramıza yerleştirilen kadrolu vatansızlara kanarak yanlış tarafta durmayalım.  Atatürk’ün ‘’Vatana ihanetin bahanesi yoktur ama bedeli vardır’’ sözünü de asla ve asla unutmayalım!

Yazarın Diğer Yazıları

Makale Yorumları

Makaleye Ait Yorum Bulunmamaktadır.

Yorum Yazın

CAPTCHA security code
Yorum Gönder

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

yukarı çık