Finansal sistem, içine bulunduğumuz sıkıntıdan Merkez Bankası’nın şok bir faiz artışı ile çıkabileceğimizi iddia edip durdu. Merkez Bankası da fonlama maliyetini ara toplantıda 300 baz puan birden artırdı ama piyasalar hala bunun yeterli olup olmadığını tartışıyor. Peki, sıkıntı neden kaynaklanıyor?
Özel sektörün bu yıl ödemesi gereken döviz borcu bir hayli fazla. Cari işlemler açığı da şimdilik kabaca 55 milyar dolar. Dolayısıyla, faizler artsa da artmasa da şirket ve kurumların döviz talebi devam ediyor ve edecek. Küresel şartların bozulması ve ülke risklerimiz nedeniyle azalan döviz arzı, artan döviz talebini karşılamaya yetmemektedir. TL’nin değer kaybı buradaki arz ve talep dengesinin bozulmasından kaynaklanmaktadır. Talebi artan şeyin fiyatı da artar. Bu dengeyi bozan faktörler ise, yabancının parasıyla tüketerek büyüme alışkanlığının yarattığı yüksek borçluluk, israf ve üretmek yerine dışarıdan hazır alma kolaycılığıdır.
Bugünlerde finans sisteminin korosuna TÜSİAD da katıldı. Başkan, sistemi sorgulamak yerine maliye politikasının gevşekliğinden, vergi reformunun aciliyetinden bahsetti. Merkez Bankası’nın bağımsız olması gerektiğini de ilave etti. Yani bir bakıma, büyümeyi bırakıp enflasyona odaklanalım ve sıkıntının asıl ceremesini de halkın sırtına yükleyelim demek istedi herhalde!.. ‘’Merkez Bankası bağımsız olsun’’ lafının da bunların dilinde, ‘’Bağımlılık uluslararası sermayeye olmalıdır’’ anlamına geldiğini zaten biliyoruz.
TL’deki düzeltmeye gelince… İthalatı azaltarak cari açığı baskılaması bakımından yararlı ama dışardan yapılan manipülasyonların etkisi ile hareket hızlı oldu. MB, şimdi bu hızı yavaşlatmaya ve kontrol etmeye çalışıyor. Ancak bedelsiz de hiçbir şey yok! Tatlı karlar uğruna tedbiri elden bırakarak büyük miktarda döviz riski alan özel sektör firmalarının bir kısmı ister istemez silinecek. Hak ettiğimizden fazla lüks yaşamanın faturasını ise hepimiz ödeyeceğiz.
ONLAR BÖYLE DE MUHALEFET FARKLI MI?
TBMM’deki muhalefet bloğunun da bunlardan farkı yok. Sistemi sorgulamaktan kaçıyorlar. 70 senelik Batıya biat kültürünün etkisi ile sorunlarımızı dillendirmekten çekinerek, iktidar sırasının kendilerine gelmesini bekliyorlar. Ve daha da ileri giderek ayrılıkçılarla işbirliğini, komşu ülkelerle ittifak yaparak güç bela sağladığımız kazanımlardan vazgeçmeyi bile göze alabiliyorlar. Etrafımızı kuşatan belalardan da Batılı müsebbiplere yaranarak kurtulabileceğimizi sanıyorlar!
Bu durumda ‘’Allah sonumuzu hayır etsin!’’ dersek herhalde mübalağa etmiş olmayız
Makale Yorumları
Yorum Yazın
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.