QR KODU site sol kule
sağ dik reklam tweter takip et

19 Mart 2024, Salı

BEŞİKTAŞ MEDYA GRUP - Uluslararası Basın Yayın Platformu

Kantarın topuzu

Ekonomi yönetiminde yapılan değişiklikle yine en başa yani yüksek faiz düşük kur politikasına geri döndük. Ancak bunun her seferinde ülkeyi ithalat cennetine çevirdiğini ve cari dengeyi bozarak ekonomiyi resesyona soktuğunu biliyoruz.

Faizi yüksek tutma politikası, küresel sermayeyi ve onların yurt içindeki acentelerini her ne kadar memnun etse de durgunluk ve işsizlik bu politikanın sürdürülmesini zorlaştıracaktır.

Zaten kredilerle dönen reel sektörden şikayetler gelmeye başladı ama bankaların da sorunlu kredilerden ağzı yanmış durumda. Temkinli olmak zorundalar.

Türkiye’nin asıl sorunu genç işsizliktir. Fiyat istikrarını sağlamak önemlidir ama istihdamı artırmak daha da önemlidir ve her sıkılaştırma hamlesi bu sorunu ister istemez ağırlaştırmaktadır. Yapışkan bir nitelik kazanan enflasyon da faizlerle oynayarak değil, üretimi ve tasarrufu artırarak, cari açığı kapatarak kalıcı olarak düşer.

Pandemide dengeyi kurmak kolay değil, zaman istiyor ama enflasyon korkusu yüzünden kantarın topuzu kaçmamalıdır. Önemli olan reel sektördür. Seçici olmak şartıyla kredi mekanizmasını çalışır duruma getirmek şarttır.

RUBICON GEÇİLECEK Mİ?

Dünya değişti. Doğu yükseliş Batı ise gerileme dönemine girdi. Bu süreçte ABD’nin dünya üretimindeki payı yüzde 50’den yüzde 20’lere gerilerken, doların küresel pazarlarda dolaşım alanı giderek daraldı ve dış kaynakların kuruması ile ortaya çıkan eko-politik sorunlar kendini göstermeye başladı.

6 Ocak Kongre baskını bu yeni durumun ABD siyasetine yansımasıdır. Bunun dış siyasete nasıl yansıyacağını ise yakın zamanda göreceğiz. Seçimi kazanan küreselciler her ne kadar çatışma ve kargaşa yaratarak dünyanın yeniden tek hakimi olmak istiyorlarsa da, elleri eskisi kadar güçlü değil. İçerde karışıklıklar onları beklerken, dünya da eski dünya değil.

ABD kaynaklı tehditlerin artacağı belli olan yeni dönemde Türkiye’nin sağlam durması gerekiyor. İç cephenin bölünmemesi her şeyden önemli. Ancak mevcut durum öyle değil. Biden’ın seçimi kazanması sonrasında yeniden hareketlenen medyada neoliberal, NATO’cu, gardrop Atatürkçüsü, solcu gibi duran Batıcı kim varsa her şeyin kötüye gittiğini, her yapılanın yanlış olduğunu söyleyerek insanları kendi ülkelerinden nefret eder hale getirmek için olağanüstü çaba gösteriyor. İktidarı toplumu kutuplaştırmakla suçlayanlar bugün bunun alasını yapıyor.

Ana Muhalefet Partisi yönetimi ise çok tehlikeli bir hamle yaparak, iktidarın bütün tasarruflarını, hatta devletin tüm kurum ve kuruluşlarını gayrimeşru gösterme gayretine girdi. Rubicon’u geçmeye hazırlanan bir hava içindeler. Bakalım bu akıl tutulmasının sonu nasıl bitecek?

Yazarın Diğer Yazıları

Makale Yorumları

Makaleye Ait Yorum Bulunmamaktadır.

Yorum Yazın

CAPTCHA security code
Yorum Gönder

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

yukarı çık