QR KODU site sol kule
sağ dik reklam tweter takip et

25 Nisan 2024, Perşembe

BEŞİKTAŞ MEDYA GRUP - Uluslararası Basın Yayın Platformu

Böyle gelmiş böyle gitmez! 

Türkiye geçen yıl büyük ekonomik sorunlarla karşılaştı. Döviz fiyatlarının hızlı bir şekilde yükselmesi makro dengeleri alt üst etti. Büyük miktarda döviz borcu olan Türkiye ezberin dışına çıkarak bu krizi fırsata çevirebilirdi. Bunun yerine küresel piyasalara bağlılık sözü vererek yeniden sıcak para arayışına çıktı. Yeni Ekonomi Programı’nı hazırlayarak sorunları erteleme yoluna gitti. Ancak bugün YEP’te öngörülenin tersine; Merkez Bankası sıkı duruşu savunurken, maliye politikası, yaşamakta olduğumuz krizin tahribatını azaltmak için bir miktar gevşetiliyor. Fakat sanayi üretimindeki düşme ve buna bağlı olarak PMI verileri (satın alma yöneticiler endeksi) gerilerken, işsizlik de artmaya devam ediyor. Büyümeyi tüketimle zorlamak ve her kesimi memnun etmek için yapılan harcamalarda ipin ucu kaçarsa sorun olabilir. Enflasyon endişesiyle getirilen sıfır gümrük uygulamaları zaten zorlanan tarım üreticilerini yeniden vurabilir.  Özetlemek gerekirse, serbest piyasa kuralları içinde kalarak sorunlar giderilemediği için bir tarafı düzeltirken başka bir taraf bozulmaktadır. Dünyada bol ve ucuz para dolaşımının bittiği günümüzde, enflasyonla mücadele ederken aynı anda ithalata dayanan büyümeyi desteklemek de sürdürülebilir değildir.    Küreselcilerin tavsiyeleri ile gidecek fazla bir yer kalmadı. Ama finans kapitalin, ABD’nin beğenmediği her durum veya yönelişte borsayı ve döviz kurlarını dalgalandırarak siyasete yön verme kabiliyetini tümüyle frenlemek kolay değil. Trump’ın ‘’Türkiye’yi ekonomik olarak mahvederiz’’ şeklindeki tehdidinin dayanağı da mafyalaşan bu yapılanma… O nedenle Türkiye, istikrarını bozma amaçlı dışardan gelebilecek ataklara karşı ekonomisini süratle reorganize etmeli, devleti şirket gibi görme yanlışını bir kenara bırakmalıdır. Ülkelerin üretim organizasyonlarını tasfiye ederek borçlandırma düzenbazlığı iflas etti. Başta bunun mucidi ABD olmak üzere gelişmiş ülkeler, ekonomilerini gümrük duvarları ile korumaya çalışıyor. TBMM’deki siyasi partiler ise, aynı sistemin ürünü olmaları nedeniyle bu gerçeklik karşısında kafalarını kuma gömmeye devam ediyor. Hiçbiri, güçlü ve inandırıcı alternatif bir modelle halkın karşısına çıkamıyor. Fakat, Türkiye’nin yerli sanayii ve tarımını koruyan, ikameci, emek yoğun, gerçek bir kalkınma programına olan ihtiyacını yok sayan genel siyasetin inandırıcılığı da maalesef günden güne azalıyor. İnanmayanlar veya görmek istemeyenler bildiği yolda devam etsin!

Yazarın Diğer Yazıları

Makale Yorumları

Makaleye Ait Yorum Bulunmamaktadır.

Yorum Yazın

CAPTCHA security code
Yorum Gönder

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

yukarı çık