QR KODU site sol kule
sağ dik reklam tweter takip et

25 Nisan 2024, Perşembe

BEŞİKTAŞ MEDYA GRUP - Uluslararası Basın Yayın Platformu

Kadim bir kültür olan Venüs’ün sanattaki yeri

Roma mitolojisindeki karşılığı Venüs olan  Yunan mitolojisindeki Aphrodite,  güzellik, aşk, bereket, arzu ve deniz tanrıçası olarak çoğu kez çıplak tasvir edilirdi. Kıbrıs adasındaki Paphos’un Aphrodite’nin başlıca kült merkezi olması, Doğu kökenli Fenike tanrıçası olan Astarte ile bağlantılı olarak bereket tanrıçası olabileceğini de gösterir.

Mitolojide anlatılan Aphrodite’nin doğuşu, Uranüs ve Gaia'nın oğlu olarak titanlar soyundan gelen Kronos’un bir tırpanla Uronos’u iğdiş ederek, denize attığı cinsel organının çevresinde köpükler oluşur. Oluşan bu köpüklerden çıkan genç kıza, deniz köpüğünden doğmasından dolayı Aphrodite denilir. Ancak bazı efsanelere göre, Aphrodite’nin kuru toprağa ilk defa Kıbrıs adasında bastığı için orada doğduğu söylenir. Diğer bir efsaneye göre ise, Kıbrıs’a varmadan önce Kythira açıklarında sürüklendiği için kayıtlarda Kythiralı ve Kıbrıs doğumlu şeklinde geçer.

Olağanüstü güzelliği ile hem  tanrılar hem de ölümlü erkekler onun cazibesine dayanamazlardı, böylece tanrıların en güçlülerinden biri haline gelmişti.

Sanat tarihi boyunca bir çok sanatçı tarafından farklı kompozisyonlarla tuvallere konu olan Venüs, bir diğer adıyla Aphrodite, büyük bir ilham kaynağı olmuştur. Bunlardan en ünlü olanı, Floransalı sanatçı Sandro Botticelli’nin resmettiği “Venüs’ün Doğuşu” adlı eseridir.

Rönesans döneminde, büyük bir tutku ile İtalyanlar, Roma’nın eski şanını geri getirmek istiyorlardı. Halk arasında okumuş kesim içinden mitolojik öyküler oldukça ilgi görüyordu ve klasik efsanelerin bazı derin ve gizemli bilgileri içerdiğine inanılıyordu. Sanatın koruyucusu, zengin ve güçlü Medici ailesinin bir üyesi olan Lorenzo di Pierfrancesco Medici, Botticelli’den tabloyu sipariş etmişti.

Sandro Botticelli, mitolojik öyküde anlatıldığı üzere, Venüs’ü bir deniz kabuğu üzerinde, gül yağmurlarının ortasında, rüzgar tanrılarının nefesiyle kıyıya uçurularak denizden çıkmasını resmetmiştir. Venüs, karaya ayak basarken, Hora’lar ya da Nympha’lar tarafından erguvan kırmızısı bir pelerin ile karşılanır.

Mükemmel uyumun yakalandığı kompozisyonda, zarif hareketler ve ahenkli çizgiler vardır. Botticelli’nin Venüs’ünün güzelliği karşısında, anatomik olarak boynunun doğal olmayan uzunluğu, aşağı sarkmış omuzları, sol kolunun vücuda tuhaf bir şekilde bağlanışı fark edilmiyor ya da rahatsızlık vermiyor.

Sanat tarihindeki Venüs’ün yer aldığı diğer eserler:

Kaynakça:

Sanatın Öyküsü, E.H. Gombrich

Semboller & İşaretler, Kathryn Wilkinson

Başvuru Kitapları Mitoloji, NTV

Yazarın Diğer Yazıları

Makale Yorumları

Makaleye Ait Yorum Bulunmamaktadır.

Yorum Yazın

CAPTCHA security code
Yorum Gönder

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

yukarı çık