Reklamı Geç
5 saniye kaldı
SANİYELİ REKLAM SOSYAL MEDYA TAKİP ET
QR KODU site sol kule
sağ dik reklam tweter takip et

29 Mart 2024, Cuma

BEŞİKTAŞ MEDYA GRUP - Uluslararası Basın Yayın Platformu

Geçmiş dönemlerde yaşanan pandemiler nasıl son buldu?

Geçmiş dönemlerde yaşanan pandemiler nasıl son buldu?

Bugüne kadar gördüklerimizin hiçbirine benzemeyen bir pandemiyle karşı karşıyayız. BBC Türkçe'den edinilen bilgilere göre; herkes umutlarını aşıya bağlıyor fakat geçmiş dönemlerde atalarımızın karşılaştığı salgın hastalıkların pek çoğu hâlâ aramızda. 

Hıyarcıklı veba: Hâlâ aramızda olan ölümcül hastalık

Üç büyük pandemi yaşandı, kayıtlara geçen ilki MS 541'deydi. Orta Çağ'da bir dizi hıyarcıklı veba pandemisine tanık oldu. Farelerin üstündeki pireler ve öksüren insanlardan bulaşan bir bakteriden kaynaklanan bu hastalığın etkisi yıkıcıydı. Yersinia pestis adlı bakteri bazı kemirgenlerde yaşamaya devam ediyor. 

2.000 yıllık bir süreçte yüz milyonlarca insanın ölümüne yol açtı. 1346-1353 arasındaki Kara Ölüm salgını bunların en kötüsüydü.

Veba nedeniyle bugüne kadar milyonlarca kişi hayatını kaybetse de artık vebadan ölen kişi sayısı az. Dünya nüfusu zaman içinde büyük hızla arttı. Eski çağlarda nüfus daha az olduğu için pandemiler sonucu milyonlarca kişinin ölmesinin yarattığı etki daha büyüktü.

Lenf düğümlerini enfekte edip şişiren bu hastalığın, sıkı karantinayla ve mevcut hijyen standartlarını geliştirerek yenildiği tahmin ediliyor.

Imperial College London'dan bulaşıcı hastalıklar dinamiği profesörü Steven Riley, o dönemki toplumların bunu başarmak için önce hastalığın nasıl bulaştığını anlamalarının gerektiğini söylüyor:

"Bu bilgiye eriştikten ve bunu paylaştıktan sonra salgının yayılım hızını düşürecek önlemler alabilecek konuma gelirsiniz."

Veba hâlâ aramızda, bu yıl Temmuz'da Moğolistan'daki vaka gibi vakalar görülebiliyor ve kağıt üzerinde Jasmine'in de bu hastalığa yakalanma ihtimali var.

Fakat hastalanan kişi sayısı az ve bu hastalık artık antibiyotiklerle tedavi ediliyor.

Çiçek hastalığı: Bilimin yeryüzünden sildiği virüs

İlki 1520'de kayda geçen çok sayıda salgın. Yüzlerce yıl sonra dünya nüfusu çiçek hastalığıyla karşılaştı. Variola minor virüsünün yol açtığı hastalık, insanlık tarihinde görülen en ölümcül hastalıklardan biriydi. Tüm vücutta çıbanlara yol açan bu hastalık, en yaygın olduğu dönemde yaşayan her 10 kişiden üçünün ölümüne yol açtı. Virüs hastaların ağız veya burunlarından çıkan sıvılardan ve çıbanlardan bulaşabiliyordu.

Variola minör virüsünü taşıyan herhangi bir hayvan yok.

Veba gibi çiçek virüsü nedeniyle de yüz milyonlarca kişi öldü. Yalnızca 20. yüzyılda ölenlerin sayısı 300 milyondu. Çiçek hastalığı bugüne kadar en az 350 milyon kişinin ölümüne yol açtı. Fakat bugün kimse ölmüyor.

Fakat 1796'da Britanyalı doktor Edward Jenner tarafından geliştirilen bir aşı sayesinde bu hastalık yeryüzünden silindi, her ne kadar bunun gerçekleşmesi 200 yıl sürse de… Çiçek hastalığı bu şekilde yok edilen tek insan hastalığı oldu. Prof. Riley, bunun insanlığın en büyük başarılarından biri olduğunu ve Ay'a ayak basmaya benzediğini söylüyor. "Bugüne kadar getirisi en büyük olan kamu yatırımı buydu" diyen Riley, hastalığın yer yüzünden silinmesinin büyük bir tasarruf sağladığını vurguluyor. Bilimin bu başarısı sayesinde bizler artık bu riskle yaşamıyoruz.

Kolera: Düşük gelirli ülkelerde devam eden salgın

Günümüze kadar çeşitli salgınlar oldu, 1817'de büyük bir pandemi yaşandı. Kirli gıda ve içme suyu kaynaklarından yayılan hastalık, Dünya Sağlık Örgütü'ne göre yedi ayrı pandemide milyonlarca kişinin ölümüne yol açtı. 

Vibrio cholarae bakterisi kirli su veya gıda kaynaklarında bulunuyor. Gelişmiş hijyen ve hıfzıssıhha önlemleri hastalığı Batı'da ortadan kaldırsa da, Dünya Sağlık Örgütü'ne göre pek çok düşük gelirli ülkede her yıl 100 ile 140 bin arası insan koleradan ölmeye devam ediyor.

Kolera sonucu milyonlarca kişi öldü ve her yıl binlerce kişi ölmeye devam ediyor...

Prof. Riley "Koleradan çıkış kanalizasyonla olur. Kanalizasyonda sıkıntı yaşanırsa hızla yayılabilir" diyor. Bu yüzden, nerede yaşadığımıza bağlı olarak, her ne kadar hastalığın aşısı ve ilacı bulunsa da, koleraya yakalanma ve ölme riskiyle karşı karşıya olabiliriz.

Grip: Mevsimsel tehdit

1800'lerden 2010'a kadar çeşitli pandemiler... En büyük pandemi, 20. yüzyıl başlarında yaşandı.  İspanyol gribi de denen 1918'deki grip pandemisi, yakın tarihteki en büyük pandemiydi ve dünya çapında 50-100 milyon arasında kişinin ölümüne yol açtı. Günümüzdeki koronavirüs pandemisinde olduğu gibi, izolasyon ve karantina bulaşmayı azalttı.

İspanyol gribine yol açan H1N1 virüsü. 1918-1920 arasındaki iki dalganın ardından virüsün H1N1 türü evrim geçirerek her yıl aramızda dolaşmaya devam eden daha az ölümcül grip virüsüne dönüştü. İspanyol Gribi milyonlarca kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu, mevsimsel grip ise hâlâ ölümlere yol açıyor.

Fakat diğer grip türleri pandemilere yol açmaya devam etti.

Hong Kong'da 1968'de bir milyon kişinin hayatını kaybetmesine yol alçan grip virüsü hâlâ mevsimsel grip olarak aramızda dolaşıyor. H1N1 virüsünün bir türü olan Domuz Gribi de 2009'da dünya nüfusunun yüzde 21'ini etkilemişti.

Prof. Riley, gribin pandemi riski oluşturmaya devam ettiğini söylüyor. Jasmine ile birlikte hepimiz, bu tür bir virüsün yol açabileceği bir pandemiyle her an karşı karşıya kalabiliriz.

Her yıl yüz binlerce kişiyi öldüren mevsimsel grip de bizim için risk oluşturmaya devam ediyor.

HIV/AIDS: Devam eden salgın 1981'den günümüze

Bazıları tarafından pandemi olarak görülse de Dünya Sağlık Örgütü tarafından "küresel salgın" olarak nitelendirilen HIV/AIDS salgını yaşandı. Vücut sıvılarıyla bulaşan İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü (HIV) bugüne kadar dünya çapında 32 milyondan fazla insanın ölümüne yol açtı.

HIV insanların bağışıklık sistemine saldırıyor. 

Prof. Riley, HIV'in bir "kıyamet virüsü" sayılabileceğini söylüyor. Bunun nedeni ise belirtilerin ortaya çıkmasının uzun zaman alması ve yüksek ölüm oranı. İnsanlar kendilerinin virüs taşıdığını fark etmediği için virüsü hızla yayabiliyorlar.

Fakat gelişen teşhis teknikleri, cinsel davranışları değiştiren küresel sağlık kampanyaları ve uyuşturucu bağımlılarına güvenli enjektörler sunulması salgının artışını yavaşlattı.

Dünya Sağlık Örgütü buna rağmen 2019'da 690 bin kişinin AIDS sonucu hayatını kaybettiğini tahmin ediyor. HIV/AIDS milyonlarca kişiyi öldürdü ve binlerce kişi ölmeye devam ediyor...

HIV için bir ilaç veya aşı olmasa da Jasmine antiretroviral ilaçlara erişimi olan, iyi bir sağlık sistemi bulunan bir ülkede yaşıyorsa uzun ve sağlıklı bir hayat sürebilir.

Bu imkanların bulunmadığı düşük gelirli bir ülkede yaşıyorsa, hayatı hâlâ risk altında olabilir.

SARS ve MERS: Daha kolay başa çıktığımız koronavirüsler

2002-2003 ve 2012'den günümüze... Küresel çapta endişe yaratan virüslerden ikisi, SARS ve MERS'ti. Ciddi Akut Solunum Sendromu (SARS), Dünya Sağlık Örgütü'ne göre 2002-2003 yılları arasında 800'den fazla kişiyi öldürerek bir salgına yol açan ilk ciddi koronavirüs oldu. SARS-COV olarak da bilinen SARS koronavirüsü 2003'te tespit edildi.

Temmuz 2003'te yeni vakalar görülmez oldu ve Dünya Sağlık Örgütü salgının sonlandığını açıkladı.

Bundan bir süre sonra Orta Doğu Solunum Sendromu (MERS) çıktı. Çoğu vaka Arap Yarımadası'nda görülürken 912 kişi hayatını kaybetti.

İngiltere'de MERS'e yakalanma ihtimali düşük olsa da Orta Doğu'da biraz daha yüksek. Virüs insanlara genellikle develerden bulaşıyor. SARS 800'den fazla kişiyi öldürdü.

Çoğu ülkede MERS'e yakalanma ihtimali düşük.

Covid-19: Eşi benzeri görülmemiş koronavirüs 2019'dan günümüze

Bugün Covid-19 hastalığına yol açan yeni SARS koronavirüsüyle karşı karşıyayız. 

SARS-COV-2 adı verilen bu virüs 2003'teki SARS virüsünün evrim geçirmiş hali. Hastalık uzmanlarının "eşsiz" olarak nitelediği bu viirüs bazı kişilerde hiçbir belirti göstermezken bazı kişilerde ölümcül olabiliyor. Belirti göstermeyen kişiler hastalığı hızla yayabiliyor.

Prof. Riley "Bu yüzden pek çok ülke kontrol altına alamadı" diyor.

SARS-COV-2 2003'teki SARS virüsüyle ilişkili... Bugüne kadar bir milyondan fazla kişinin hayatını kaybettiği biliniyor. Fakat gerçek sayı bundan daha fazla olabilir. 

Yeni koronavirüs bir milyondan fazla kişiyi öldürdü. Aşı ve ilaç çalışmaları sürerken küresel nüfusun büyük kısmı için risk devam ediyor.

Bundan sonra ne olacak?

Bugün toplumlarımızda yayılmakta olan koronavirüs, virüs veya bakteri gibi patojenlerin tarih boyunca yol açtığı çok sayıda pandeminin en yenisi fakat sonuncusu olmayabilir.

En büyük pandemiler yüz milyonlarca kişinin ölümüne yol açtı. 

Bulaştırıcılığa dair dair artan bilgiler, kamu sağlığı kampanyaları, yeni tedavi yöntemleri ve aşılar geçmiş pandemileri sonlandırmakta rol oynadı.

Mevcut küresel pandeminin sonlanması da muhtemelen bunların bir kombinasyonu sayesinde olacak. 

Güvenli ve etkili bir aşı koronavirüsün sonunu getirebilir ama Prof. Riley "bundan emin olamayız" diyor.

Bunun yerine virüsle yaşamayı öğrenmemiz ve bir miktar direnç geliştirmemiz gerekebilir:

"Kesinlikle beş yıl içinde, muhtemelen daha erken bir tarihte, ya dünya genelinde uygulanan çok iyi bir aşımız olacak ya da virüsle yeterince zaman geçirdiğimiz için yeterli bağışıklığa kavuşacağız."

Dünya genelinde bilim insanları bir araya geldiğinde zor hedeflere ulaşmak mümkün oluyor. İnsanoğlu çiçek virüsünü de böyle yenmişti

Yeni koronavirüs yüksek oranda belirti göstermeden bulaşıcılığa sahip olduğu için daha fazla zorluk çıkarsa da Prof. Riley büyük küresel seferberliğin bir çözüm getireceği konusunda iyimser:

"Dünyada daha önce böylesi bir ortak hedef olmamıştı. Bunun bir noktada ortak başarıya dönüşeceğini umuyorum."

Fakat bu yaşadıklarımız, geçmişte toplumları sarsan pandemilere yol açan patojenlerin çoğunun hâlâ aramızda olduğunu hatırlamak için bir fırsat veriyor. Krizler bitse de virüsler, bakteriler ve yol açtıkları enfeksiyonlar varlıklarını sürdürüyor.

Editör: Araştırma Servisi

Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

Haber Yorumları

Habere Ait Yorum Bulunmamaktadır.

Yorum Yazın

CAPTCHA security code

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

yükleniyor
yukarı çık