05 Ekim 2024, Cumartesi

BEŞİKTAŞ MEDYA GRUP - Uluslararası Basın Yayın Platformu

Spor yazarlarından Beşiktaş yorumları

Spor yazarlarından Beşiktaş yorumları

Güntekin Onay (Hürriyet)

Bu Abou eskisi gibi

Şüphesiz dün Beşiktaşlıları en çok mutlu eden şey yıldız ismin dönüşüydü.

Beşiktaş, ilk yarıda hem 11’e 11 hem de 11’e 10 oynanan süreçte çok olumsuz görüntüler ortaya koydu. Pas yapamadı, hücumda çoğalamadı, pozisyon üretemedi. Siyah beyazlıların takım olarak değil de bireysel olarak yaptığı 2 olumlu şey vardı. Biri Abubakar’ın golü; diğeri Mert’in Figuereido’nun kafa vuruşunda yapmış olduğu kurtarış...

İkinci yarıda Masuaku’nun golüyle farkı ikiye çıkınca Beşiktaş, 3 puanı cebine koymanın vermiş olduğu güvenle daha iyi oynamaya başladı. Maxim ve Rosier hamleleriyle topa daha fazla sahip olan siyah beyazlılar son 20 dakikayı rahat geçirdi. Rumen futbolcu, yaptığı 15 pasın 14’ünde isabetli oynarken, çok etkili, direği adeta yalayıp giden bir de şut çıkartıp kalitesini ortaya koydu.

BAŞAKŞEHiR HIZLANMALI

Beşiktaş, güçlü bir rakip karşısında önemli bir 3 puan aldı ancak Şenol Güneş’in takımının topa daha fazla sahip olup, daha tempolu bir futbol oynaması gerekiyor. Ayrıca hücumda çok adamla hücum etme ve alan daraltma konusunda da sorunlar var. Başakşehir, 10 kişi de kalsa zaman zaman iyi işler yaptı ancak gol sorunu yaşamaya devam ediyorlar. Emre Belözoğlu’nun takımı kesinlikle pas yaparken topun hızını arttırmalı.

Dün Beşiktaş’ta Masuaku, Aboubakar, kaleci Mert ve Hadziahmetoviç’in performansları olumluydu. Maxim de oyuna girdikten takımına yardımcı oldu.

Ghezzal ve Maxim’in kadroya monte olmasıyla Beşiktaş’ın kalitesi artacaktır. Üç puanın dışında Beşiktaşlıları memnun eden Aboubakar’ın golleriyle tekrar dönmesi.

 

Bilal Meşe (Milliyet)

Tabelaya bakalım

Bu oyunun ender değişmeyen bir kuralı var; kural da pek demeyelim, teknik adamların tercihi... Genelde bir hafta önce başarılı olmuş 11’i bozmazlar. Bence de doğru bir tercih... Tabii ki sakatlık ve cezalar durumunda değişkenlik gösterebilir, bu da doğaldır. Geçmişte de, Beşiktaş’ın üç yıl üst üste şampiyon olduğu yıllarda, Gordon Milne’in 11’i hiç değişmezdi. Şenol Güneş de dün öyle yaptı.
Kuşkusuz Kartal’ın en büyük özelliği pas trafiği, rakibin başını döndürüyor alimallah! Ne var ki dünkü maçta Kartal, sürekli top kayıpları yaşadı, bu da rakibin direnişini bir tık yukarı çıkardı. Buna karşın Aboubakar’la öne geçerken, rakibine ciddi bir pozisyon verdi, o da Figueiredo ile... Buna da kaleci Mert izin vermedi, topu kornere tokatladı.
Aboubakar’ın forvette etkili olduğunu bilmeyen yok. Yeter ki onun koşu yoluna topu atın, gerisini ona bırakın. 15’de Salih sağdan hareketlenen Aboubakar’ı topla buluşturdu, bir savunmacıyı geçti, çaprazdan Volkan’ın uzanamayacağı köşeye topu gönderdi.

Gelelim 35’de takımını eksik bırakan Januzaj’ın pozisyonuna... Rakibine kontrolsüz ve tehlikeli girdi, orta hakem Mete Kalkavan sanırım kaymasına yanıldı, oyunu devam ettirdi. İyi ki VAR, var. Serkan Tokat, Kalkavan’ı pozisyonu izlemesi için uyardı, sonunda kırmızı ışığa yakalandı konuk takım oyuncusu!
Beşiktaş’a geldiği günden bu yana savunmadaki futboluyla beğeni kazanan Tayyip Talha’ya nazar değdi, 40’ta sedye ile oyundan çıktı. Güneş, bu sakatlık üzerine zorunlu değişikliğe gitti, Saiss’i sahaya sürerken, Kartal 10 kişi kalan rakibi karşısında sahaya ağırlığını koydu. Ancak üretilen ve atılamayan pozisyonlar da vardı elbette. 

Aslında bu maç, Kartal cephesinden kritik bir viraj idi. Nedeni de Adana Demirspor’un yenilmesi, klasman yarışında ciddi bir rakibine dört puanlık fark atmasıdır. Kuşkusuz zirve Kartal’ın bayağı uzağında... Fakat en azından Fenerbahçe’yi yakalama şansın var, bunu da unutmayalım.

Tabii ki rakibin on kişi kalması, zorluk derecesi yüksek maçta, Kartal’ın işini kolaylaştıran en büyük faktör idi. Ancak kazanma arzusu Kartal’da üst seviyede, bunu da kayda geçelim. Nitekim, Masuaku baktı ki forvetler atamıyor, devreye girdi, 56’da soluyla müthiş bir gol attı, farkı ikiye taşıdı. 

Asist mi? “Bay gol” Aboubakar, atıyor, attırıyor, kaçırıyor. Hele Redmond’un bir pozisyonu var ki, kaçırdı, o da şaşırdı, biz de! Eee Aboubakar ve Rosier’in uzatma dakikalarında kaçırdıklarına ne demeli?
Son yirmi dakika ve uzatmaları dahil, Kartal’ın zamana oynadığını gözlemledik. Valla, kızanlar olabilir, ancak karşınızdaki 10 kişi de olsa, etkili oyuncuları olan rakibi küçümsemek hataların en büyüğü olur. Fark bekleyenler, iki golle yetindiler. Ancak bu oyunun bir gerçeği daha var, o da iyi oynayana üç puan vermiyorlar, skor tabelasında yazan rakamlar önemlidir, gerisi detaydır. 

Evet, önce Ankaragücü, ardından da Başakşehir’i üç puanla geçen Beşiktaş, hem taraftarıyla yeniden barıştı, hem de moral buldu.

 

Fatih Doğan (Sabah)

Beşiktaş, Belçika'dan yorgun dönen ve bu yüzden de ilk 11'inde değişiklikler yapmak durumunda kalan Başakşehir'i boş geçmeyerek çok kritik bir üç puan kazandı. Alınan net galibiyette ve düşük tempoda oynanan oyunda 35. dakikada Adnan Januzaj'ın kırmızı kart görmesinin etkisi var.

Siyah-beyazlı takımın ilk yarıda önde çoğalmakta sorun yaşadığını, Aboubakar'ın, açılış golünü atmasına rağmen ilk yarıda ileride yalnız kaldığını söyleyebiliriz. Bunun nedeni Beşiktaş orta sahasının ritimsiz ve temposuzluğu. Zaman zaman bireysel zaman zaman takım olarak organize ataklar geliştirseler de güçlü bir performanstan uzaktılar.

Sezon başından bu yana akan oyunda hücuma yeterli katkısı yok diye eleştirdiğimiz Masuaku bir asist, bir golle dün beklediğimiz performanstan enstantaneler sundu. Umarım bu "11'de 25 kez çıkarsa opsiyonlu sözleşme uzar" performansı değildir! Ardından Redmond ve Cenk'le kaçan net gollerden sonra Başakşehir'de Emre Belözoğlu orta sahaya müdahele etme ihtiyacı duydu. 58'de Alexic'in yerine Mahmut hamlesi yerindeydi. İlk yarı sakatlanan Tayyip Talha'nın yerine giren Saiss ile Colley'yi birlikte sağlıklı test etmek için rakibin 11 kişilik performansını izlemek gerekebilir. Ağır kalma ihtimalleri oluşabilir.

Redmond'un birkaç haftadır kaçırdığı goller, oyuncunun değerine gölge düşürüyor. Mücadele ruhuna kalite ve gol katmazsa o da Dele Alli gibi gidecekler listesine adını yazdırır. Her şeye rağmen bu galibiyet ve üç puan ortaya konan oyundan çok değerli.

 

Cem Dizdar (Fanatik)

Futbolsuz futbol oyunsuz kazanç!

Birçok konuya dair ufkumuzu açan futbol toplumsal yapıya dair de çok şey anlatır. Organize olma konusunda ciddi sıkıntıları olan ülkemizde futbol da bundan nasibini alır!.. Bu nedenledir ki, ‘’takım’’dan çok ‘’yetenekli yıldız oyuncu’’ peşindeyizdir. Teknik adamların, ‘’O takımda gitmesin, bir de şunu alalım’’ demelerinin gerekçesi de budur. Dün akşam o ana kadar hiçbir şey olmamışken ‘’çıkarken yakalanan’’ Başakşehir bir de Aboubakar’ı koşacak halde unutunca golü yedi!.. O anda golü yiyen ‘’organize değildi’’, o ana kadar sahada varlığı hissedilmeye atan ise sadece sadece ‘’gol yememe’’ hazırlığındaydı. Devre, tıpkı bir akşam önce olduğu gibi biz olan bitene boş boş bakarken aynı yavanlıkta sürüp, bitti. İkinci devre de aynı yavanlıkta başlayıp sürerken Başakşehir savunması dalmışken (!) ilki benzeri bir gol daha attı Beşiktaş Masuaku’yla. Ardına oyun çözüldü ve Beşiktaş üst üste rakip kaleyi yoklamaya başladı. Ardında skoru ele alınca oyunun olmayan temposunu aşağının da aşağısına çekmek için uğraştı ve başardı. Beşiktaş kazanmasına kazandı ama bu ‘’oyunsuz oyunu’’ izleyen bizler ne kazandık acaba? Başta söylemiştim ya, futbol bize çok şey anlatıyor! Futbolsuz futbol oynamak böyle bir şey olsa gerek.

Borca batıklık şöyle dursun oynanan bu ‘’futbolumsu oyun’’ için para harcanmasına hala izin veriliyor olması akıl alır gibi değil. Sahada görünmeyenlerin yegane meziyeti, karşıdakini görünmez kılmak! Onlar görünmüyor ama borcun gırtlağı aştığını da görmeyen kalmadı gibi. Yine de ‘’gözünü yummaya’’ devam ediyor çoğunluk!.. Çoğu konuda olduğu gibi... Kazanıyorsun ve bitiyor! Ama öyle mi acaba?

 

Turgay Demir (Fotomaç)

‘Kara Bela’nın sırrı!

Beşiktaş'ın Başakşehir karşısında aldığı galibiyet üç puandan çok daha fazlasını getirmiş olabilir. Malum gelecek yıl Avrupa Kupaları'na sadece dört takımla katılabiliyoruz. Dolayısıyla Beşiktaş, Trabzonspor, Başakşehir, ve Adana Demirspor'dan ikisi önümüzdeki sezon UEFA Konferans Ligi'ne gidecekler. Ligin ilk yarısında rakibine tek farkla yenilen Kartal'ın 2-0 kazanması ikili averajı cebine koymasını sağladı. Beşiktaş, geride kalan haftalarda daha fazlasını ne kadar zorlayabilir, Konferans Ligi'nin üzerinde bir hedefe ulaşabilir mi bilinmez ama bu hedefe sağlam tutunmak için hız kesmeden devam etmek ve bu yoldaki rakiplere karşı üstünlük sağlamak şart. Başakşehir elde var bir dersek, devamı da gelmeli diye eklemeliyiz.

MASUAKU BİLMECESİ

Rahmetli Vedat ağabeyin (Okyar) deyimiyle "Ben Masuaku, et mi, balık mı, tavuk mu?" anlayamadım. Bir bakıyorsun on numara beş yıldız işler yapıyor, harika şutlar atıp, net ortalar yapıyor; bir bakıyorsun iki metre yanına pas veremiyor ya da rakibe asist yapıp gole sebep oluyor. Sezon başından bu yana 22 karşılaşmaya ilk onbirde başlayan Masuaku, üç kez daha ilk onbirde sahaya çıkarsa çıkarsa Beşiktaş, Fransız oyuncunun bonservisini almak zorunda kalacak ve bunun için West Ham'a 2.2 milyon euro ödeyecek. Ben büyük risk derim, ya siz!?

ÖZEL ANTRENÖRÜ VAR

Geçen hafta Abuobakar'ın çok iyi çalıştığını ve Başakşehir maçında patlama yapabileceğine dair sinyaller gelmişti Ümraniye'den. Gelen bilgiye göre Kamerunlu oyuncu Belçika'dan özel bir antrenör getirmiş ve çok sıkı çalışmaya başlamıştı. Önce performansını bir görelim sonra bu konuyu ele alırım diye düşündüm ve geçen hafta yazmadım. Performans malum; bir gol, bir asist ve çok daha istekli bir Aboubakar izledik Başakşehir önünde. Yani özel çalışma işe yaramış, aynı şekilde çalışmaya devam ederse Kara Boğa fırtına gibi esmeye devam eder ve sık sık yaşanacak gol sevinçleri nedeniyle Cenk Tosun'la birlikte kendisinin de göğsünde derin darbe izleri oluşabilir!

TFF VE 'AFET' KARARI

Futbol Federasyonu, Gaziantep ve Hatay'ın oynanmış maçlarının skorlarını geçerli sayıp, oynamayacakları maçlarda rakiplerine üç puan verme kararı alırken önceki yıllardaki uygulamalara baktı ve doğru yaptı. Jesus'un play-off önerisine ise aynı TFF hiç sıcak bakmadı. Oysa yakın tarihimize baksalar bu öneriyi mantıklı bulabilirlerdi! Neden bakmadılar ki!?

İLGİNÇ TEZLERİ VAR!

59 öncesi şampiyonlukların yıldız hesabında sayılmaması gerektiğini savunanların, "O yıllarda birçok hükmen mağlubiyetler var, ligden çekilen takımlar var, kimi zaman play-off oynanmış, kimi zaman başka bir yöntem uygulanmış" gibi ilginç tezleri vardı. Bugün adına Süper dediğimiz ligde bunların hepsi yaşanıyor, Üç sezon önce play-off oynandı, bu sezon büyük afet sebebiyle ligden çekilen takımlar var... Bilmem anlatabildim mi!?

 

Ali Gültiken (Sabah)

İmzasını attı

Başakşehir, Beşiktaş karşısında çok erken 10 kişi kalmasına rağmen maçın tamamına yakın bölümünde yine pas trafiğini ellinde tutmaya çalıştı. Büyük bölümde de başarılı oldu. Beşiktaş, rakibinin bu özelliğini iyi bildiği için genel olarak oyunda buna müsaade etti. Bu düşüncedeki ölçü bazen fazlaya kaçmış olsa da rakibine kalesinde çok fazla pozisyon vermedi. Özellikle kendi merkez bölgesinde iyi kapanıp belli alana kadar Başakşehir'in oynamasına müsaade edip savunma güvenliğini ön planda tuttu. Bu, siyahbeyazlılar adına oyunda beklenilen görüntüyü vermese de skor olarak yardımcı oldu. Januzaj atılana kadar dengeli bir oyun gördük. Dengeyi bozan; Aboubakar'ın bireysel kalitesi oldu. "Ben buyum" dercesine klasik Aboubakar imzalı mükemmel bir gol izledik. Zor maçların veya zor dönemlerin ilacı, bireysel yetenekleri güçlü oyuncuların inisiyatif almalarıdır. Geçen maçta attığı golle taraftarına merhaba diyen Aboubakar'ın bu maçta kendini bu golle daha net ifade ettiğini gördük. Rakip 10 kişi kalsa da Beşiktaş kendi oyun felsefesini ve düzenini bozmadan sabırlı kalmayı tercih etti. Beşiktaş gibi bir rakibe karşı eksik kalarak oynamak kolay değil. Ama Başakşehir kendini zorlayarak oyun içerisinde kalmaya çalışsa da Masuaku attığı harika golle bu maçın yönünü belli etti ve futbolun en önemli değerinin gol ve skor olduğunu da ilan etti.

 

Sinan Vardar (Fotomaç)

Yıldızlarıyla

Beşiktaş ilk yarıda topu rakibine verirken pas hataları siyahbeyazlı takımın hücum gücünü zayıflattı. Gedson ve Salih'in formsuzluğu dikkat çekerken Amir iki oyuncunun açıklarını kapatmak için var gücüyle çalıştı. Forvette Aboubakar'ın; Cenk ve Redmond'la arasındaki mesafesi zaman zaman 30 metreyi aşması şaşırtıcıydı. Maçta dengeyi bozan hücumda forvetin yalnız adamı ve Başakşehir maçlarının değişilmez golcüsü Aboubakar'ın attığı jeneriklik goldü. İkinci yarı Başakşehir yine topa daha çok sahip olmasına rağmen bu sefer de Masuaku sahneye çıktı ve harika bir golle Avrupa yorgunu Başakşehir'in gardını düşürdü. Masuaku ve Onur hem defansif hem de ofansta gösterdikleri performansla sahanın en iyilerindendi. Masuaku seneye bu takımda mutlaka kalmalı. Bir gol, bir de asist yapan Aboubakar da eski günlerine döndüğünü kanıtlıyordu. Son 20'de Maxim'in de oyuna girmesiyle siyah-beyazlı takımın yüksek pas yüzdesine kavuşması da önemli bir ayrıntıydı. Tayyip Talha'nın sakatlığı ise Beşiktaş için kayıp oldu. Umarım önemli bir şeyi yoktur. Onun yerine oyuna Saiss'ın girmesi ise ilginçti. Saiss gitmek mi istiyor, kalmak mı? Lütfen bir yetkili bunu açıklasın! Özetle; Beşiktaş önemli bir deplasmandan 3 puanla dönerek morallendi ve zirve yarışı için biraz olsun ümitlendi. Türkiye'nin en iyi hakemi Mete Kalkavan mükemmele yakın bir maç yönetti. Januzaj'ı VAR'ın uyarısıyla direkt kırmızı kartla cezalandırması kesinlikle doğru bir karardı.

 

Ali Ece (Fanatik)

İki kırılma anı

Weghorst çok iyi santrfor, Mario Gomez ondan da büyük santrfor. Ancak 16’daki golü aralarından sadece Aboubakar atabilir. Aslında herkes Aboubakar’ın o yarım alanda topla buluşunca rakip savunmacıyı karşısına alıp makas feyki yaptıktan sonra aniden hızlanarak kendisine şut pozisyonu yaratacağını biliyor. En çok da Volkan Babacan gibi ligin eskileri biliyor ama Aboubakar bunu o kadar hızlı yapıyor ki adeta anlık kelebek gibi uçuyor arı gibi sokuyor! Kaleci Volkan da aynı bizim gibi sadece izleyebiliyor. Ancak Beşiktaş maçın kalanında ön alanda Ghezzal yokken Aboubakar’ı yeterince besleyemedi. Maç 11’e 11 oynanırken hücumda hiç çoğalamayan Beşiktaş, rakip eksik kalınca da yeteri kadar çoğalamadı. Hatta 41’de kaleci Mert yine mükemmel bir kurtarışa imza atarak 10 kişilik Başakşehir’in beraberliği bulmasını engelledi. Mert her hafta kalecilik repertuarından başka bir çarpıcı yönünü sergiliyor. Bu kez sert şutu planjon yaptıktan sonra sağ eliyle çelip sekeni rakip tamamlamasın diye çok çabuk bir reaksiyonla yerdeyken sol eliyle dışarı attı.

Mert, Beşiktaş’ın ikinci Şenol Güneş döneminin en kilit oyuncusu. Beşiktaş’ın genel oyun performansı yine yeterli düzeyde olmasa da iki kritik anın birinde Mert diğerinde Aboubakar yetenek farklarıyla üç puanı getirdiler. Tabii ki Masuaku’nun farkı ikiye çıkaran golü de etkileyiciydi ama Başakşehir’e ilk golü atmakla Başakşehir’den ilk golü yemek arasında büyük fark olabiliyor: Beşiktaş’ın uzun süredir zorlandığı bu deplasman için ekstra belirleyici oldu. Şenol Güneş’in ısrarla istediği Onur Bulut sağ bekte yine çok dengeli bir performans sergiledi. Ghezzal yokken bu deplasmanda kazanmak önemli ama Ghezzal yokken Beşiktaş’ın ofansif gücü yine düşük kaldı. Ya Ghezzal tamamen iyileşecek ya da Şenol hoca Ghezzal’sız alternatif bir hücum stratejisi üretmeli.

Editör: Veri Basın Haber Ajansı

Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

Haber Yorumları

Habere Ait Yorum Bulunmamaktadır.

Yorum Yazın

CAPTCHA security code

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

yükleniyor
yukarı çık