14 Ekim 2024, Pazartesi

BEŞİKTAŞ MEDYA GRUP - Uluslararası Basın Yayın Platformu

Spor yazarlarından Beşiktaş sözleri!

Spor yazarlarından Beşiktaş sözleri!

Spor yazarları, Beşiktaş'taki son gelişmeleri köşelerinde kaleme aldı...

Dimyat’a pirince giderken...

Bilal Meşe, Milliyet'teki köşesinde; "Bir deyim var, “Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak” diye...
Bu deyiş, Beşiktaş’la müthiş örtüşüyor. Niye mi?Sahanda, taraftar desteğiyle üç puana, yani ofansif oynamaya eyvallah... Ancak, savunmayı boşlarsanız, evdeki ‘bulgurdan’ da olursunuz! Yani kontra topları gözden kaçırmayacaksınız.
Rakip de boş durmuyor...
İki sıcak örnek... 12’de Caner Erkin’in uzun pasıyla buluşan Thiam, Uduokhai’yi geçti, vurdu, Mert, iki hamlede durdurdu. Bu birrr...
17’de bu kez Saiz, savunmanın arasında sert vurdu, Mert kornere tokatladı... Etti mi size ikiiii...
Tecrübeli eldiven arkadaşlarına kızdı, yerden göğe kadar haklı... Kritik yerde o pozisyonda vurdurmayacaksınız arkadaş... Mert, o iki pozisyonu kurtarmasaydı, haaa işi bu ancak, evde ne bulgur kalırdı, ne de darı!
Rachica’yi beğenirim. Çabuk ve teknik... Bal yapmayan arı gibiydi düne kadar! Sağ kulvarı müthiş kullandı, kovan balla doldu. 20’de Mario’nun asistini golle taçlandırdı, hem takımı hem de tribünleri rahatlattı.
Immobile’ye nazar mı, değdi ne? 24’de kaleci Berk’i geçemedi. Sadece penaltı onun varlığını hissettik!
***
Dedik ya, Eyüpspor’da boş durmuyor, onlar da arıyor, üretiyor. Kaldı ki maçın genelinde müthiş bir mücadele ve direniş gösterdiler, alkışı ve de övgüyü hak ediyorlar.
Alın size kontra bir top daha...64’de Thiam ceza alanına girdi, Mert çıktı, uzandı, eliyle rakibini indirdi. VAR devreye girdi, Zorbay Küçük, penaltıyı işaret etti, Emre Akbaba, skoru eşitledi.
Penaltı öncesinde Rafa Silva ve Mario, o pozisyonları gole çevirseler, Kartal bu kadar sıkıntı çekmezdi.
Thiam, çok çabuk ve güçlü... 80’de net bir pozisyon buldu, Mert inanılmaz bir kurtarış yaptı.
90 artı 3... Musrati’nin yerine oyuna giren Semih Kılıçsoy, soldan sıfıra kadar indi, Tayfur Bingöl’ün ayağına darbesiyle kendini yerde buldu. Zorbay Küçük’ün önünde, görüyor, veremiyor, VAR’a sığınıyor; olacak iş değil! Immobile klas bir vuruşla Kartal’ı ipten aldı.
İlk yarıya dönelim, korner atışında Claro, Paulista’ya el ense çekiyor, karga - tulumba yere indiriyor, VAR’dan tık yok, yok! Huuu VAR’daki İlker Coşkun, nerdesin, gözlerine perde mi indi? Zaten Zorbay Küçük’e o kokart büyük geliyor.
Valla, şimdi sırada UEFA Ligi var. Hollanda’da Ajax ile ilk sınavını verecek, kadro derinliğinde yani yedek kulübe de sıkıntı var. Kartal, üç kulvarı kaldırır mı, kaldırmaz mı? Zorrr!" değerlendirmesinde bulundu.

Hakemsiz oynayalım!

Turgay Demir, Fotomaç'taki köşesinde şunları yazdı:

"Bizim ligimize kondisyonerlerini getirin takımların antrenman performansları anında Avrupa ligleri düzeyine çıkar… Buna karşılık antrenman kondisyonları ne kadar artarsa artsın bizim oyuncuların (yerliyabancı fark etmez) maç kondisyonları asla ve katta Avrupalı rakipleriyle aynı seviyeye çıkamaz. Bunun tek bir sebebi var futbol oynatmayan, oyunun kontrolü elinden kaçacak diye her pozisyona faul çalan, her yere düşen için oyunu durduran hakemlerimiz.

Resmen futbolu eritiyorlar, bitiriyorlar. İyi oynayan takımların tempolarını bozuyorlar. Bin türlü zararları var vesselam.

Zorbay Küçük de bunların fenafillahı… Be arkadaş takım gole gidiyor sen ayağını tutarak yerde yatan oyuncu için ne diye maçı durduruyorsun!
Hayırdır sen cerrah mısın, ameliyat mı yapacaksın, yoksa hasta kan mı kaybediyor!.. Yazıklar olsun. Gerçekten yazıklar olsun.
Yahu kafa kafaya çarpışma varsa, hayati bir tehlike varsa gol atılırken bile durdur oyunu, ayağı burkuldu diye yerde yatan için atak kesilir mi, pozisyon öldürülür mü!?

Ne yapsak, şu maçları hakemsiz mi oynasak acaba!
Küçük'ün, Beşiktaş aleyhine verdiği penaltıya bir bakın, Mert'in eli bile değil muhtemelen eldiveni dokunuyor rakibe!... Pes!
Gelelim maça. İki takım da hakeme rağmen tempo yapmaya çalıştılar ve pozisyonlar buldular. Beşiktaş Rashica ile golü bulunca sıkça aktif dinlenme yaparak riskli skorla yoluna devam etti. Sonrasında penaltı golüyle tabela eşitlenince hem sahadakiler, hem kulübedekiler silkinip kendilerine geldiler.

Semih girdiği andan itibaren ön tarafa hareket getirdi. Nitekim kazandırdığı penaltıyla da maçın kotarılmasına katkı yaptı.
Rafa Silva, Gedson, Rashica, Masuaku sahanın iyilerindendi ama savunma hataları bolca yapıldığı için Mert'e çok iş düştü ve o da günündeydi maşallah. Çok net kurtarışlar yaparak galibiyette önemli rol oynadı."

Gözlerinden öperim Semih!

Sinan Vardar, Fotomaç'taki köşesindeki yazısında, aşağıdaki ifadelere yer verdi:

"Evinde oynadığı son iki Süper Lig maçını kazanan Beşiktaş, ligin yeni takımı Eyüpspor'u ağırladı. Muhteşem Beşiktaş taraftarı yine stadı tıklım tıklım doldurdu. Hasılatta son yılların rekoru kırılıyor. Buda gösteriyor ki herkes kombinesiyle, biletiyle maça geliyor. Her iki takımında birbirini tartarak başladığı mücadelede daha maçın 5. dakikasında Rafa Silva'ya yapılan hareketi anlamak imkansız. Bu pozisyonlar artık her hafta olmaya başladı. Buna artık rakip takım futbolcularının vicdanları ve onları yönlendirenlerin dur demesi lazım. Beşiktaş'ta son haftaların çalışkan futbolcusu Rashica 20. dakikada Mario'nun ara pasını iyi değerlendirerek takımını öne geçiren golü de buldu. Fakat ilk yarıda bir kaç kez Beşiktaş kalesini yoklayan Eyüpspor'u kaleci Mert muhteşem kurtarışlarıyla durdurmayı bildi. Sonuçta soyunma odasına Beşiktaş 1-0 önde giden taraf oldu.

İkinci yarıya hızlı başlayan taraf Beşiktaş oldu. Önce Rafa Silva'nın topuk şutu, ardından Mario'nun kafa vuruşunda Beşiktaş golü bulamadı. Ardından Eyüpspor penaltıdan bulduğu golle maçta durumu eşitledi. Durumu eşitledikten sonra da bir süre oyunu soğutmak için yerden kalkmadılar.

Beşiktaş oyunun büyük bölümünde topa hakimdi fakat ben Eyüpspor takımını da beğendim. Çok diri, fizik üstünlüğü olan bir takım. Hazırlık dönemini iyi geçirmişler. Bu takım küme düşme riski yaşamaz. Sonuçta maçın 90. dakikasında azmi ve hırsı ile Semih penaltıyı yaptırdı, Immobile'de Beşiktaş'a 3 puanı getiren golü attı. Aferin Semih gözlerinden öperim oğlum."

Mert ve Semih kazandırdı

Ali Ece, Fanatik'teki yazısında şu ifadelere yer verdi:

"Beşiktaş bu sezon en fazla isabetli pas yaptığı ilk yarıyı Eyüpspor karşısında oynadı. Bunu sağlayan faktörlerden birisi takımın beraber oynadıkça gelişmesinin yanı sıra Giovanni hocanın Süper Kupa’dan beri geliştirdiği organize hücum presti. Beşiktaş Gabriel dışında da tüm oyuncularını öne çıkarıp pres setine yerleşerek başlarken Eyüpspor’un bundan faydalanmak için geliştirdiği iki hızlı hücumda Mert Günok çok kritik iki kurtarışa imza attı. Bu maçta ilk golü atmak çok kritikti o yüzden Mert’in kurtarışları da Rashica’nın perdeyi açan golü kadar değerli. Rashica’nın golünde asisti Mario yaparken asistin asisti Beşiktaş’ın organize hücum presinden geldi. Hemen ardından benzer şekilde gelişen pozisyonda Rashica, Immobile’ye al da at pası verdi ama İtalyan golcü klasına yakışmayan bir vuruş yaptı.

Becerisi ve inadı

Bu maçta skoru korumanın en doğru yolu skoru arttırmaktı. İkinci yarıya Eyüpsor daha etkili başlarken Beşiktaş 57 ve 58’de iki hızlı hücumda gole çok yaklaştı ancak golü bulamayınca bu kez Thiam ile Eyüpspor bulduğu boşluğu iyi değerlendirip VAR’dan penaltı kazandı ve skoru eşitledi. Giovanni hoca hiç vakit kaybetmeden Musrati yerine Semih’i sol öne sürdü ve Musrati yerine Mario’yu orta sahaya çekti. Tabii burada şunu da sorgulamak gerek: Musrati oyundan çıkınca Onana girmeyecekse kendisi ne işe yarar o zaman? Gerçek futbolculardan devam edersek 80’deki Rafa Silva’nın dönüp çektiği bireysel yetenek şutu bir yana Beşiktaş ilk yarıdaki hücum sürekliliğini devam ettiremedi ve kolektif pozisyon üretimini gerçekleştiremedi. 90’da Semih’in dar alan becerisi ve inadı maçın ikinci penaltısını ve Beşiktaş’a maçı kazandırdı."

Bir ihtimal daha vardı!

Cem Dizdar, Fanatik'teki köşesinde, şu ifadeleri kullandı:

"Ülke vasatını bir parmak aşabilen ilk yarının dişe dokunur bir kaç ceza sahası içi etkinliği Beşiktaş’tan geldi. Topla rakiplerine göre daha çok haşır neşir olsalar da Trabzon maçında olduğu gibi ağırlıklı etkinlikleri yine “şut seçeneği”ydi. Gerçi golü de oradan buldular. Eyüp ise bekleyip defans arkasına koşmayı planlamış görünüyordu. Bunu da bir kaç kez başarmadılar değil ama onları da nihayete erdiremediler çünkü onlar da “şut” arıyorlardı! Maçı anlatan spiker arkadaş “muhteşem kurtarışlardan”, heyecan dolu bir maçtan söz ediyordu ama tribünün duygusu onu pek onaylamıyordu sanki! Sahadaki 10 yabancı oyuncusu için milyonlarca euro harcayan Beşiktaş’tan daha fazlasını bekliyorlardı muhakkak! Örneğin Giro Immobile gibi bir santrfor gol yapması beklenen pozisyonda, ki Beşiktaş’ın ceza sahası içine ulaştığı nadir organize ataklardan biriydi, topu kaleci Berke Özer’e “nişanladı”!.. İkinci yarının başlangıç temposu da farklı değildi. 50’lere ulaşıldığında oyun “git gel”e dönünce maç hareketlendi. Derken, Beşiktaşlılar’ın uzun süre itiraz edeceklerini düşündüğüm VAR yardımıyla gelen penaltı ile maç ilginçleşti. Özellikle Jonjo Shelvey ile Halil Akbunar oyuna dahil olunca Beşiktaş oyunu da dağıldı. Eyüp sahayı daha doğru kullanırken Beşiktaş işi beceri/ ihtimal seçeneklerine terk etmiş görünüyordu. O ihtimal de yine VAR’dan geldi! Ve Beşiktaş zor da olsa kazandı!

İtiraz etti...

Şimdi… O kadar hakemi “oyun dışı” bırakıp mevcut hakemleri de dara düşeren uygulamaların sorumluları sizce kimler acaba? İzleyenlerin dikkatini çekmiştir… İki takım oyuncuları da doğru, yanlış hakemin neredeyse her kararına bir “memleket geleneği” olarak kitlesel olarak itiraz etti! Böyle bir atmosferde futbol oynanıp, bir maç “sevk ve idare” edilebilir mi?"

Beşiktaş ilk kez bu kadar bocaladı

Hürriyet'teki köşesinde değerlendirmelerde bulunan Güntekin Onay, şu ifadeleri kullandı:

"Eyüpspor taş gibi bir takım. Oyunun her bölümünde siyah beyazlıları tehdit etti.

Sezon başından bu yana Beşiktaş’ın en çok zorlandığı maç oldu. Eyüpspor’u ve Arda Turan’ı tebrik etmek gerekiyor. Taş gibi bir takım inşa etmiş. Beşiktaş deplasmanına da galibiyet için sahaya çıktılar ve oyunun her bölümünde siyah beyazlıları tehdit ettiler. Thiam’ın kale ağzından kaçırdığı net pozisyon gol olsa belki de maçı da kazanacaklardı.

Dün Beşiktaş’ta bir yorgunluk, tutukluk vardı. Fiziksel olarak Rashica ve Svensson takım arkadaşlarına oranla daha diri göründüler. Buna karşın Rafa Silva, Joao Mario ve Al-Musrati’nin tempoları düşük idi.

MAÇI MERT GÜNOK ALDI

Beşiktaş, perşembe gününden itibaren yoğun bir maç takvimine girecek ve Van Bronckhorst, fiziksel yıpranmanın önüne geçecek tedbirler almak zorunda. Dün ilk yarıda daha etkili pres yapan Beşiktaş, ikinci yarıda düşüş yaşadı. Bunda Eyüpspor’un orta sahasının topu iyi kullanan oyunculardan kurulu olması da etkendi.

Dün Beşiktaş, Eyüpspor’a bu kadar pozisyon verdikten sonra kazanması kaptan Mert Günok sayesinde oldu. Van Bronckhost ve oyuncu grubu bu maçtan dersler çıkartmalı. Ancak iyi oynamadığı bir maçı da son dakika golüyle de olsa kazanması siyah beyazlılar açısından önemli.

RASHiCA’NIN GOL ATMASI DEĞERLi

Beşiktaş'ta dün Rashica’nın gol atması ve skora katkı vermesi değerli. Çünkü gol yollarında alternatifler artmalı, aksi takdirde gol sorunu yaşarsınız.

Semih’in oyuna girdikten sonra sorumluluk alması ve rakip savunmayı zorlaması da siyah beyazlılar için değerli.

Beşiktaş’ın çok güçlü bir 11’i var ancak Van Bronckhost’un yoğun maç takvimi başlamışken alternatif isimlere de yönelmesi şart.

Eylül ve ekim ayları Beşiktaş için bol deplasmanlı ve güçlü takımlara karşı oynanan maçlarla geçecek."

Editör: Spor Servisi

Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 1 Kızgın 0

Haber Yorumları

Habere Ait Yorum Bulunmamaktadır.

Yorum Yazın

CAPTCHA security code

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

yükleniyor
yukarı çık