İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Beşiktaşlılarla buluştu. Beşiktaşı'da içine alan İstanbul 2. Bölge 1. sıradan AK Parti Milletvekil adayı olan Süleyman Soylu Ortaköy'de bulunan Büyük Mecdiye Cami'nin yanına kurulan iftar alanında vatandaşlarla iftarını açtı.
"Bize zayıflık, bize güçsüzlük, bize evet malesef ve malesef sıkıntı bize hiç bir zaman yakışmaz. Biz güçlü olmak zorundayız, biz özgür olmak zorundayız, biz hür olmak zorundayız ve bir şey daha söylemek istiyorum. Biz bizden önceki nesillerin ve sizlerin çektiğini darbeleri, ekonomik krizlerin, kaosların bir taraftan bu ülkede yaşanan o yıllardaki terörizmi, anarşizmi bizden sonraki nesillere, çocuklarımıza reva göremeyiz." diyen İçişleri Bakanı Soylu şunları söyledi:
"Allah tuttuğumuz oruçları kabul etsin. Huzur içerisinde birlik içerisinde beraberlik içerisinde nice Ramazanlara ağız tadıyla beraber ulaşabilmeyi nasip etsin duamız odur. Şöyle bir tablo bir tarafta bütün dünyanın kıskandığı ve sahip olmak istediği güzel bir İstanbul tablosu bir tarafta medeniyetinden geleneğinden inancından nasıl bir durum olursa olsun bir şekilde fedakarlık etmeyen bir tablo diğer taraftanda birliğin ve beraberliğin en güzel şekilde anlatan bir tarafta çocuklar, bir tarafta büyüklerimiz, bir tarafta akranlarımız, bir tarafta hanımefendiler, bir taraftan beyefendiler ve belki de bizlerde hatırlayacağız ama bugün ev sahipliği yaptığımız her birinizin evsahipliği yaptığı güzel iftarda bu çocuklar ömürleri boyunca bu yaşadıkları bu akşamı sizlerle büyükleriyle arkadaşlarıyla bizlerler beraber olan bu iftarı unutmayacaklardır."
İstanbul 2. bölge milletvekili adayı Süleyman Soylu konuşmasına şöyle devam etti:
"Millet olmak kolay bir şey değildir, millet böyle olur. Millet o ezanı duyup da hep birlikte onun insiyatını yaşayarak olunur. Millet ay yıldızlı bir tabuta hep birlikte omuz verilerek, eğer orda değilsek bile o hissi o anlayışı hep beraber yaşayarak olunur. Millet kolay olunmaz, millet bayramlarda büyüklerimizin ellerini öpmeyle olunur, millet kolay olunmaz. Millet acı, tatlıyı birlikte hissedilenerek olunur. Bir düğünde hep beraber halay çekilerek, horon olunur, Millet kolay olunmaz biz batı toplumlarına benzemiyoruz, onun için burada bir aradayız. Onlar gibi annelerini, babalarını düşkünler evine gönderen bir millet değiliz. Biz bırakın annelerimizi, babalarımızı Allahımıza hamdolsun ki, ne olursa olsun bütün dünya üzerimize gelirse gelsin, bizi kimliklerimizden vazgeçirmek isteselerde, biz mezarlarına sahip çıkan büyük bir milletiz. Onlara gidip onlarla konuşan onlarla halleşen büyük bir milletiz. Biz topraklarla halleşen, biz ağaçla halleşen bu güzel şehir İstanbulla halleşen, bazen geçen bir gemiyi nazlayan, bazen denizin dalgasını nazlayan biz güzel bir milletiz. Biz kim bizden bir aman dilemişse ona elini geri çeken bir millet hiç olmadık, hiç de olmayacağız. Bundan yüz yıl önce de olmadık üçyüz yıl öncede olmadık. Dini ne olursa olsun elimizdeki payşalma konusunda ne olursa olsun sakınmayan bir milletiz. Biz komşuluk hukuku nedir bilen bir milletiz. Annelerimizin, babalarımızın tembihlerini hiç unutmadık ve şu camilerinin gölgesinde, şu bayrağın altında bize yüklenen sorumluluğu hiç bir gün ama hiç bir gün unutmadık. Bunları söylemenin bir sebebi var. Bize zayıflık, bize güçsüzlük, bize evet malesef ve malesef sıkıntı bize hiç bir zaman yakışmaz. Biz güçlü olmak zorundayız, biz özgür olmak zorundayız, biz hür olmak zorundayız ve bir şey daha söylemek istiyorum. Biz bizden önceki nesillerin ve sizlerin çektiğini darbeleri, ekonomik krizlerin, kaosların bir taraftan bu ülkede yaşanan o yıllardaki terörizmi, anarşizmi bizden sonraki nesillere, çocuklarımıza reva göremeyiz. Onun için güçlü olmak zorundayız. Onun için hedeflerimize ulaşmak zorundayız. Ben çocukluğumda ilkokulda, ortaokulda bizim öğretmenlerimiz bize şunu söylerlerdi, büyük ülkeler 10 yıllık, 20 yıllık, 50 yıllık, 100 yıllık planlar yapar, biz eğer bunu yapamazsak adam olamayız derlerdi."
Soylu daha sonra şunları söyledi:
"Allahımıza şükürler olsun bugün 2023'ün, 2053'ün, 2071'in planlarını yapıyoruz. Biz güçlü adımlarla beraber yarına umutla beraber gidiyoruz ve şunu ifade etmek istiyorum, konuşmamı çok uzatmayacağım çünkü buradan başka proğramlara gidiyorum, başka programlara gideceğiz. Ama derlerseki uzun zamandır iktidardasınız, siz ne yaptınız bu ülkeye, ne gerçekleştirdiniz, biz dünyanın bir taraftan hayranlıkta baktığı Marmarayı söylemeyeceğiz, biz Avrasya'yı söylemeyeceğiz, biz şehir hastanelerini söylemeyeceğiz, biz Türkiye'nin 81 vilayetinde her gençin eşit bir şekilde adil bir şekilde üniversite okuyabilmesi sağlanmasını söylemeyeceğiz. Biz savunma sanayimizin yüzde 60'nın milliği ve yerli olmasını onun için büyük bir gayret gösterdiğimizi ve başardığımızı bu oranı yüzde 80'ne çıkarmak istediğimizi, İsrail'den ne olursun bize İHA verinden terörle mücadele edilim diye yalvardığımız günlerden bugün bizim mühendislerimizin ay yıldızlı patentlerle yapmış olduğu ürünlerimizi ve bütün dünyaya bunu anlattığımızı söylemeyeceğiz. Biz 3. boğaz köprüsünü söylemeyeceğiz. Bir tek şey söyleyeceğiz. Her türlü saldırıları yaptılar bu ülkede. Ülkemizi fukaralaştırmak için, terörle üzerime geldiler, ekonomik krizlerle üzerimize geldiler. Ne yaptığı Tayyip Erdoğan diye sorarlarsa size ne yaptığı Taypip Erdoğan ve AK Parti size sorarlarsa çocuklarımıza namusumuz olarak miras olarak bırakcağız. Biz bu ülkeyi teslim etmedik, biz bu ülkeyi teslim etmedik. Allahımıza hamdolsun bu topraklar hep güzel başlangıçlar yaptı. Bu topraklar Malazgirt ile Selçuklu ile güzel başlangıçlar yaptı. Bu topraklar Allaha hamdolsun ki Osmanlı'da Osmanlıyla Sögütte güzel başlangıçlar yaptı. Güzel Cumhuriyetimizle Ankara'da güzel başlangıçlar yaptı. Çok partili siyasi hayatta demokrasi ile Ankara'da 1950'de güzel başlangıçlar yaptı. 21. asrın başında bu topraklar güzel başlangıçlar yaptı. AK Parti ile güzel başlangıçlar yaptı ve şimdi yepyeni güzel bir başlangıçla 24 Haziran'da hep birlikte yapacağız. Evet vakit hukukun üstünlüğü, vakit demokrasiyi daha yükseltmeye, vakit ülkemin zenginliğine, vakit ülkemin özgürlüğüne, ülkemin tam bağımsızlığına ulaşma vaktidir, erişme vaktidir. Vakit Türkiye vaktidir. Ama vakit kendi otomobilinizi yapma vaktidir. Vakit kendi uçağımızı yapma vaktidir. Vakit 25 bin dolar kişi başına gelir seviyesine ulaşma vaktidir. Vakit bütün dünyaya, güçlü bir Türkiye'ye, zengin bir Türkiye'ye elbetteki sözümüzü hüküm olarak geçirebilme vaktidir. Vakit ülkemizi yarınlara kardeşlik içerisinde taşıyabilme vaktidir. Bunu hep birlikte gerçekleştireceğiz. Bilesiniz ki, bunu şiddetle, bunu silahla, bunu baskıyla gerçekleştirmedik, gerçekleştirmiyoruzda. Bunu neyle gerçekleştirdik esas çatladıkları patladıkları odur. Bunu onlar ne zaman hille yapmışlarsa bunu sandıkla gerçekleştirdik, reyle gerçekleşdirdik, oyla gerçekleşdirdik demokrasiyle gerçekleştirdik ve yine 24 Haziran'da sandıklar reyle, oyla bu milletin hizmetine bu milletin yarınlarına talibiz. Evet 21. asrın başından itibaren bu ülkeden çok önemli adımlar atıldı. Ve bunu hep birlikte güzel bir şekilde ve inanarak demokrasiyle attık. Şunu söyleyeyim işimizi yarım bırakmayalım, bırakmayalım değil mi? İşimizi yarım bırakmayalım, terörle mücadelemizi yarım bırakmayalım, işimizi yarım bırakmayalım, Türkiye'nin büyüme mücadelesini yarım bırakmayalım, işimizi yarım bırakmayalım, yerli ve milli sanayimizi oluşturmayı bu adımları atmayı yarım bırakmayalım. Yapacağımız işler var. İşimizi yarım bırakmayalım. Onun için aziz milletimize asil milletimize yine müracaat ettik ve hep birlikte müracaat ettik. Bir taraftan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Bey'le birlikte, bir taraftan kadrolarımızla birlikte, bu milletin hizmetinde olacağız. Hiç bir endişe etmeyin ve burada bir şey daha söylemek istiyorum. Bir taraftan bunları yaparken, ben de sizin milletvekili adayınızım. 2. Bölgede milletvekili adayınızım. Şunu bilin, şimdi Trabzon milletvekiliyim. Süleymaniye'de doğdum İstanbul'da. Ailem biraz Beşiktaş'ta oturdu, Fulya'da ve sonra Gaziosmanpaşa'ya taşındık. 60-65 yıllık oranın mukimi oldum. İlkokulu, ortaokulu, liseyi ve üniversitiyi burada okudum. Ben milletvekilini başka türlü tarif ederim, öyle olması gerekir. Yaptığım yerde de öyle yaptım. Milletvekilliği, Bakanlık yaparsınız, bu ayrı bir şeydir. Görev verirler ama milletin verdiği oy namusdur. O namusu ve o emaneti bize yüklemektedir. Bilesiniz ki sadece kendi bulunduğu alanlarda kendi işini yapan bir adam olmak niyetinde hiç olmadım. Üzerimize ne yüklemişse Cumhurbaşkanımız, Recep Tayyip Erdoğan ona en iyi şekilde yapabilmek için gayret gösterip bir mücadele ortaya koymaya çalıştım. Bizim sorumluluğumuz budur. Orada bir laf söyledim. Trabzon'a ilk vardığımda milletvekili olarak bizi tanıdıkça seveceksiniz dedim ve bilesiniz ki sizin milletvekiliniz olarak, ben milletvekilliğine çok önem veriyorum, doğrusu da budur. Milletin derdini anlatacak. Milletle beraber olacak, çözüm olacak. İşte inşallah 24 Haziran'da milletimizin oyları tensip ederlerse, bakın elimden geldiğince, dilimin döndüğünce, gücümün yettiğince emrinize amade olacağımızı bilmenizi istiyorum. Biz yarım yalamak iş yapmayız, doğru dürüst iş yaparız. Ve bu doğru dürüst iş yapma konusunda da irademizi ortaya koyarız. Çünkü sorumluluk sadece bugüne ayit bir sorumluluk değildir. Milletvekilliği aldığımız bir sorumluluk değildir. Cenabı Allah biliyor ki sorumluluk hem bu dünyada aldığımız hem öteki dünyada aldığımız sorumluluk, biz ona teslimiz. Biz Allah'a teslimiz. Bu vesileyle Ramazan mübarek olsun. 24 Haziran'da hep birlikte yepyeni ve güzel bir başlangıça adım atacağız. Gelsin yeni Türkiye ve bir taraftan ülkemizin yarınları hepinize hürmetlerimi ifade ediyorum. Allah bizi size mahçup etmesin inşallah, hepinizi Allah'a emanet ediyorum."
Haber Yorumları
Yorum Yazın
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.