Spor Yazarlarından Beşiktaş Yorumları

Beşiktaş Medya Grup

Güntekin Onay

300 dakikadır gol yok

Santos hâlâ Beşiktaş’a parlak ve yaratıcı fikirlerle dolu bir dokunuş yapamadı.

Beşiktaş, 3 maçtır gol atamıyor. Uzatmalarla birlikte 300 dakikaya tekabül ediyor bu süreç. Ligin en çok gol yiyen takımı Pendikspor’a atamadı. Krizdeki tüm yıldızları takımdan ayrılmış 10 kişi oynayan Adana Demirspor’a atamadı, dün de Sivasspor deplasmanından eli boş döndü. Bu durumu izah etmek kolay değil.

FERNANDO SANTOS TAKIMI AYAĞA KALDIRAMADI

Futbolda bireysel performanslar ve kalite önemli bir unsur ancak hücumda en önemli parametre, hareketlilik ve rakip ceza alanında çoğalmak. Takım halinde birlikte hücum edebilmek... Beşiktaş’ta bunların hiçbirisi yok.

Ne yazık ki realite Fernando Santos’un bu takıma parlak ve yaratıcı fikirler ile dolu bir dokunuş yapamadığı. Mental olarak çökmüş oyuncu grubunu ayağa kaldıramadığı... Halbuki Serdar Topraktepe takımın başında çıktığı maçlarda bunu yapmıştı.

SERKAN TOKAT PENALTIYI NEDEN iPTAL ETTiRDi?

Dün kaleci Ersin Destanoğlu’nun yediği hatalı gol Sivas’ın skoru korumak için maç boyunca savunmada kalmasını sağladı ve zaten pozisyon üretme konusunda sorun yaşayan Beşiktaş bu kilidi açamadı.

Bir paragraf da maçın VAR hakemi Serkan Tokat için. Ali Şansalan’ın çaldığı penaltıyı iptal ettirmek için neden VAR’a davet etti? Protokole göre penaltı olmadığını, hiç temas olmadığını net delille ortaya koyması gerekiyor.

Beşiktaş, kötü oynuyor, zor günler geçiriyor ancak 2 maçtır hakemlerin verip vermediği kararlar da izaha muhtaç.

 

Sinan Vardar

Olmuyor!

Sivasspor karşısında birkaç farklılıkla sahaya çıktı Beşiktaş. Kalede sarı kart cezalısı olan Mert yerine Ersin görev aldı. Umut Meraş maç kadrosunda yoktu onun yerine sol bekte Bakhtiyor oynadı. Stoperde ise Afrika Kupası'ndan dönen Colley'in yanında Necip vardı. Ayrıca 8 maçta 45 dakika ve üzerinde oynaması halinde sözleşmesi uzayacak olan Ghezzal ilk 11 başladı. Sivasspor 6. dakika 1-0 öne geçti 18. dakikada Salih'in ceza sahası içerisinde düşürülmesine penaltı olarak değerlendiren Ali Şansalan, VAR sonrası penaltıyı iptal etti. Kural olarak bu yanlış. Prosedür olarak bu pozisyonda VAR çağıramaz. Temas varsa bariz bir şekilde kendisini atmıyorsa VAR çağırmamalı. Çağırdı ve Salih kendini attı diye penaltıyı iptal ediyorsa Salih'e hakemi aldatmaktan kart göstermesi lazım.

Sivas hem savunmada hem de hücumda çok çabuk çoğalıyor. İlk yarıda 5 isabetli şutu olan Sivas karşısında Beşiktaş tek isabetli şut atamadı. Burada Cenk'in de son derece formsuz olmasını etkisi büyük. Bu formsuzluk takımı da oyundan düşürüyor. Tabii ki defanstan ve orta sahadan giden isabetsiz paslarda buna etken. Derli toplu atak bir tane atak yoktu ilk yarıda sadece bireysel performanslar ile iş yapmaya çalıştılar. İkinci yarıya daha derli toplu gibi görünüp pozisyonlarda buldu Beşiktaş. Ama Kaleci Ali Şaşal'ı geçemedi. Benim için bu maçın en müspet kazanımı 16 yaşındaki Mustafa Erhan Hekimoğlu'nun az da olsa görev alması. Kendisi göreceksiniz çok büyük bir yetenek. Oynadıkça süre aldıkça çok daha iyi olacak. Semih'te umarım bir an evvel iyileşir ve takımdaki yerini alır. Hakemlere de tepki gösterilmeli.

 

Bilal Meşe

Ateş bacayı sardı

Beşiktaş’tan ne ‘köy’ olur, ne de ‘kasaba’... Başka bir deyişle, Kartal artık ‘Görünen köydür, kılavuz istemez’ misali... Peki, o kadar hoca enflasyonu yaşandı, Santos geldi de, Kartal’da ne değişti, Allah aşkına sorarım size... Yani, ‘aynı tas, aynı hamam’... Haftalardır, taraftar çile çekiyor, isyan ediyor. Bu takıma transfer şart, doğru da, gelen var mı? Yokkk! Beşiktaş formasının bir ağırlığı var, herkes onu taşıyamaz. Ne var ki, asırlık çınarın formasının içi bomboş! Anadolu takımlarını bir kenara bırakın, kırmızı hatta takılanlar bile Beşiktaş’tan iyi oynuyor, en azından mücadele ediyorlar arkadaş...Sivasspor karşısında ilk yarıda, üretimi geçtik, bir tane şut rakip kaleye var mı? Yokkkk! Maç başladı, hopp Kartal kalesinde golü gördü. Bu oyunda bireysel hatalar, ağır fatura olarak size döner! Tıpkı, Colley’in yaptığı gibi... Manaj cezaalanı dışından vurdu, Ersin elinden kaçırdı, gol oldu. Bak Ersin kardeş, tamam top Bahtiyar’a çarptı eyvallah... Topu tutma sevdası yerine tokatlaman gerekirdi değil mi? Ancak bir yedi, ama iki net pozisyon kurtardı, hakkını teslim edelim. *** İkinci yarı mı? Kartal, Santos’un hamleleriyle biraz canlanır gibi oldu, rakip kaleye yüklendi. Cenk Tosun sert vurdu, üst direkten döndü, Ghezzal topu önünde buldu, kaleciye nişanladı. Bir de Bahtiyar’ın kafa şutu var, onu da kaleci tokatladı, hepsi o kadar. Peki, ilk yarıda neredeydiniz? Ev sahibi takım, mücadele konusunda adeta Kartal’a ders verdi, bileğinin hakkıyla üç puanı hanesine yazdırdı, kutlarız. Ancak bir sözümüz de maçın VAR hakemi Serkan Tokat’a... Doğru ya da yanlış, penaltı pozisyonunda işgüzarlık yaptı. Karışmaması lazımdı.İ şin özeti, Kartal’ı ayağa kaldırmanın formülü takviyelerden geçiyor, yoksaaa yangın çıktı, giderek büyüyecek, sonun da sizi de saracak unutmayın, eyy yönetim!

 

Turgay Demir

Baba-oğul Kartal avlıyor!

Biliyorsunuz ki futbolun tek patronu Samet Aybaba... Futboldan sorumlu yönetici de Kral Feyyaz... Hep söylendiği ve de özlendiği gibi futboldan gelen, iki büyük ustanın gönderdikleri oyuncu Roiser, aldıkları Swenson! Fıkra bu kadar... Öbür taraftan Başkan Hasan Arat, "Ben futbolla hiç ilgilenmeyeceğim" demişti, helal olsun! Sözünün eriymiş... Hiç ilgilenmiyor!.. Futbol dediğimiz oyunun bir yarısında en az, 45 adet 60 saniye var! On bir kişiden oluşan bir takım bu süre içinde, onlarca ikili mücadele kazanabilir, birkaç şut atabilir, atak geliştirebilir, en azından kilometrelerce koşabilir v.s. H H H Beşiktaş bunların hiç birini yapmadı ilk yarıda. Koca devredeki tek hareket Salih'e yapılan penaltıydı, onu da VAR protokolünü çiğneyen Serkan Tokat bozdu! Hakem, darbe görmüş ve penaltıyı vermiş. Eğer temas yok ise VAR'a çağırabilirsin, temasın azlığı, çokluğu seni ilgilendirmez. Ben demiyorum VAR protokolü diyor. Yıllar önce, babası Metin Tokat, Vansporlu Aykut smaç yaptığı halde Beşiktaş lehine penaltı vermemişti... Şimdi oğlu verileni iptal ettiriyor. Pes! Ailece "Aslansınız" anladık da, Kartal'la alıp veremediğiniz nedir be arkadaş! İlk yarıda berbat bir Beşiktaş vardı özetle. İkinci yarı, aynı rakip, aynı hakem, aynı saha ve aynı kadrolarla oynandı, yani hiçbir değişiklik yoktu ama oyun değişti! Bunu ben çözemem (!) o nedenle İlber Ortaylı- Celal Şengör ikilisine bırakıyorum, belki onların bu konuda da bir fikirleri vardır.

 

Fatih Doğan

Beşiktaş Yönetimi Aynaya Bakmalı

Beşiktaş'ta sağır sultanın dahi duyduğu "Kalite sorunu" kendini her maç hissettirmeye devam ediyor. Beşiktaş yönetimi, devre arası transfer döneminde 2-3 sağlam takviye için çalışadursun, kan kaybı Sivasspor deplasmanında da devam etti. Kalite problemi temel sorun. Ama Sivas maçının kaybedilmesinde birinci gerekçe değil. Bazen orta hakem bazen VAR, genel olarak hakemler, Beşiktaş'ın iddiasız ve sahada bir nevi dominant olmayan fotoğrafını görmekten olsa gerek her maç aleyhinde karar vermekten çekinmiyorlar. Geçenlerde Rashica, dün de Salih'in aksiyon aldıktan sonra çekme ve itmeyle düşürülmesine "Devam" dediler. Bunun VAR'dan Serkan Tokat eliyle olması ilginçti. Ancak bu tablonun oluşmasında Beşiktaş'ı yönetenler aynaya bakmalı. Mevcut kadroda Sivas'ı yenebilecek potansiyel var. Bunu gösterecek bir oyun ve karakter göremedik. Sahada oyuncuların lideri yok. Oyun, baş aktörlerini arar gibi sıradan gelişiyor. Futbolcular da yardımcı oyuncu gibi. Gedson'un gayreti var, o da koşmak ve mücadele etmekten başka bir strateji içermiyor. Colley'nin Afrika Kupası'ndan stopere dönmesi, Bahktiyar'ın sol beke çekilmesi çözüm olmadı. 1-0 sonrası ikinci yarının en önemli net pozisyonu Cenk Tosun'un direkten dönen şutuydu. Cenk'in çıkartılıp, genç Mustafa'nın santrfora alınmasına anlam veremedim. Santos bana akıl tutulması yaşattı. Her şey Beşiktaş'ın aleyhine gelişiyor. Ama bu gidişatı durduracak radikal bir hamle görünmüyor.

 

Ali Ece

Kırk kere söylesek mi?

Atalarımızın “Bir şeyi 40 kere söylersen olur” dediği rivayet edilir. Daha önce denedim olmadı ama bu yazıda bir daha deneyeceğim. Beşiktaş öyle bir 11’le sahaya çıktı ki anında “Transfer şart” dedirtti. Ersin önce kurtardı sonra yumurtladı. Herhalde Karius felaketinden sonra Ersin gözümüze olduğundan iyi gözüktü ya da gerçekten o zaman iyiydi. Ersin’i en çok eleştiren sevgili dostum Güntekin’e şaka yollu “Senden daha çok gelişti” demiştim artık şakası kalmadı, Ersin yeterince gelişmeyerek Güntekin’i cidden haklı çıkardı. Transfer şart tabii ekstra bütçe olsa da Fabri ayarı bir kaleci alınsa ama şartoğlu şart olan transferde Beşiktaş’ın savunmaya, orta sahaya o kadar takviye yapması gerekiyor ki kaleci işi yaza kalabilir. Ersin 12. dakikada bir tane de karşı karşıya kurtardı. Halbuki o pozisyondan 10 saniye önce Beşiktaş korner atıyordu!

Transfer şart

Kolektif denge, bireysel yetersizlikler nedeniyle de o kadar bozuk ki oyunun temposunu Sosa gibi Beşiktaş lehine ayarlayacak transfer şart! Bilakis Atiba gibi savunmahücum, hücum-savunma geçişlerinde güvenli liman olacak atletik bir 6 numara transferi şart! Atiba’nın arkasına Marcelo-Saiss tipinde lider stoper transferi de şart! Masuaku yokken sol bek işi hep kredi kartı borcu gibi, faiziyle kaybettiriyor! O yüzden bir seferde tüm asgari ihtiyaçları karşılayacak transferleri yapmak şart! Tekrar yazayım: Sevgili Hasan Arat başkan, bu takıma transfer şart. Sevgili Feyyaz Uçar ve Samet Aybaba abilerim bu takıma transfer şart!

 

Cem Dizdar

Sahi biz ne izledik böyle?

Gücü, kuvveti ancak tek 45 dakika, onun da 20–25 dakikasını oynamaya yeten ‘Türkiye Süper Ligi’nde bildik, tanıdık bir ilk yarı. Top, onunla daha çok oynayan görünse de aslında ‘oyalanan’ Beşiktaş’ın ayağındaydı. Gol ise tek fırsat bulan ama ondan değil Rey Manaj’ın defansa çarpıp kaleciyi yanıltan şutunda Sivas’tan geldi. Biz öylece sahaya bakıp duruken hiçbir şey yapmadı iki takım ilk devre. Sanki uyuklar gibiydi onca oyuncu. İkinci devrenin başında Beşiktaş bir iki ‘çırpınan atak’ yapınca Fernando Santos’un devreye girdiğini düşünmüştür çoğu insan ancak oyun süratle ‘ülke normalleri’ne döndü. Çünkü Sivas 1-0’ın avantajıyla ‘tuzak hücumlar’ gözleyip bir iki çıkış da yapınca Beşiktaş’ın iştahı kabaramadan söndü. Futbol ‘yıldız oyuncu’, ‘deha hoca’ paradigmasını aşalı çok oldu. İyi bir hocayla tekrarı bol, yaratıcı antrenmanlar yapmadıktan sonra kazanımlar ‘tesadüf’lerin ötesine geçemiyor. O kazançlar da kendi yaptıklarınızdan daha çok rakibin yapamadıklarıyla doğrudan bağlantılı oluyor. Yani geçmişteki takım çalışması, oyuncu profili, mali portre, sık sık hoca değişikliği vd. nedenlerle eksik kalmışsanız gelenin adı Fernando Santos ya da Bülent Uygun olmuş çok değişmiyor, değiştirilebilecek etki sayısı düşük kalıyor. Beri yandan tribün boş, zemin en az sahadaki oyun kadar berbat olsa bile ‘hakeme itiraz’ değişmiyor ve elbette yok yere kendini oyundan attırma da!

Beşiktaş epeydir matah bir şey yapamıyordu sahada, bu maçta da yapamayacağı öngörülebilirdi. Gerçi Sivas da gol dışında etkisizdi ama gol atmışlardı en azından. Peki Bülent Uygun hiç yere kendini neden attırdı? Servet Çetin, Bülent Uygun... Şenol Güneş, Burak Yılmaz, Rıza Çalımbay, Serdar Topraktepe, Fernando Santos... Ve gelip giden, gelip gidecek onca futbolcu... Şimdi sorarım size, ‘Biz ne izledik söyler misiniz?’ Beceremeyen futbolcu, yetersiz teknik direktör ya da bizim topraklarda o pek sevilip sık kullanılan haksızlıklar zirvesi benzetmeyle ‘eyyamcı hakem’ mi? Sahi, hangisi?

 

Ergin Aslan

Geç kalmanın sancıları

Beşiktaş'ta sezon başından beri devam eden kötü gidişat bir türlü tersine döndürülemiyor. İşler bu kadar kötü giderken bu mevsimde Sivasspor deplasmanında oynamak da hiç kolay değildi elbette. Ev sahibi ekip maçın başında, Beşiktaş savunmasının zincirleme hatasından faydalanıp Manaj ile öne geçti. Zaten Beşiktaş'a öne geçersen, siyah-beyazlıların geri dönüşü neredeyse imkansız oluyor. Çünkü kapalı savunmaları açacak kreatif oyuncular yok.

Meselenin salt teknik adamla ilgili olmadığı gerçeği aşikar. Ancak 3 hafta üst üste bu skorları Rıza Çalımbay veya Burak Yılmaz alsa, eleştiriler tavan yapmıştı ki yaşayarak gördük. Fernando Santos'un geldiğinden beri ortaya bir fark koyduğunu görmedik. Kadronun berbatlığı tamam da, Beşiktaş gibi bir takım 3 hafta gol atamaz mı? Atmayı bırak, üretmekten bu kadar uzak olur mu? Bir önceki yönetimin yeni sezon planlamasında düşündüğü Chamberlain, Bailly, Onana, Rebic, Amartey denklemde yok. Amir, Rosier ve Aboubakar da devre dışı... Geriye kalanları toplasan zaten elle tutulur bir şey kalmaz. Ancak bu durum yeni değil. Sonbaharın başında resim netleşmeye başlamıştı. Ancak eski yönetimin bıraktığı yıkım olduğu gibi duruyor. Yeni yönetim de bırakın yeni takım kurmaya çalışmayı, ortadaki enkazı kaldırmak için bile bir şey yapmadı. Seçim öncesi bu kadar yüksek vaatler verip, ara transfer döneminde yaprak kımıldatmazsanız eleştiri alırsınız. Burası sıradan bir kulüp değil. Beşiktaş gibi bir kulübü içinde bulunduğu durumdan çıkarmak için göreve gelirsiniz. Hiçbir şey olmamış gibi davranırsanız, bir süre sonra siz sorumlu tutulmaya başlanırsınız. O nedenle Beşiktaş yönetimi, yarından tezi yok aksiyon almalı.

İki çift laf da Hakem Ali Şansalan'a edelim. Beşiktaş kötü gidince, aleyhte kararlar vermek kolay oluyor. Nasılsa camia, böyle dönemlerde hakemleri görmeyip kendi kötü olan takımına bakıyor. Salih'in penaltı pozisyonuna VAR müdahalesi ancak "içeride mi dışarıda mı" diye yapılır. Başka maçlarda tırnak ucundan verilen penaltılar, Beşiktaş maçlarında çekmelere, asılmalara verilmiyor.