Spor yazarlarından Beşiktaş yorumları

Beşiktaş Medya Grup

Güntekin Onay (Hürriyet Spor Arena)

Forvetler ve orta sahalar artık daha mutlu

Güneş’in Beşiktaş’ı akıl ve beceriyle kazandı.

Beşiktaş dün Ümraniyespor karşısında 5-2 kazanırken çok mu iyi futbol oynadı? Hayır. Ama Şenol Güneş ile daha özgüvenli ve yanlışlarında ısrar etmeyen bir Beşiktaş vardı sahada. Dün en büyük farklılık Cenk Tosun’un varlığıydı. Cenk 3 farklı pozisyonda görev aldı. Attı, attırdı, çok çalıştı, hepsinden önemlisi oyuna akıl kattı. Weghorst ile de iyi bir iletişim kurdu. Weghorst, Cenk ile birlikte oynadığında daha verimli olacaktır. Dikkat ederseniz, ilk haftalarda da Muleka ile birlikte oynadığında performansı daha yüksekti.

REDMOND HAMLESi iYi SONUÇ VERDi

Şenol Güneş, 2-1 önde girdiği ilk yarının sonunda düşük tempodan ve ilk 45 dakikanın sonundaki bireysel hatalardan rahatsız olurken Dele Alli, Masuaku ve Rosier’i oyundan alıp; Tayfur, Umut ve Redmond’ı sahaya sürdü. Redmond hamlesiyle sağ kanadı etkili kullanmaya başlayan Beşiktaş, Ümraniyespor savunması ve kaalecisinin bireysel hatalarından iyi faydalanarak farka koştu.

SAVUNMA GÜVENLiĞi ARTIRILMALI

Siyah beyazlı takım açısından asıl düşündürücü olan Ümraniyespor gibi mütevazı bir rakip karşısında yenilen 2 gol ve rakibe verilen 2 net pozisyon. Şenol Güneş savunma güvenliğini arttracak tedbirleri de en kısa sürede alacaktır.

SALiH DAHA SADE OYNAMALI

Dün Cenk Tosun ve Weghorst dışında Gedson Fernandes’i çok beğendim. Ayrıca Tayfur da ikinci yarıda takımına yardımcı oldu. Salih çok çalıştığı bir maça imza attı ancak sürekli final pası arayışında ve gereksiz yere oyununu süslüyor. Daha keskin ve sade oynamalı. Şenol Güneş’in eli Salih’e de dokunacaktır.

BU OYUN DERBiYE YETMEZ

Oyun içinde zaman zaman bocalasa ve tempoyu yükseltemese de Güneş’in Beşiktaş’ı oyuna akıl ve beceri katarak farklı kazandı. Ancak kesinlikle Güneş de biliyordur ki dünkü oyun deplasmanda Galatasaray derbisini kazanmak için yetmez.

 

Bilal Meşe (Milliyet)

Valerien Ismael’in kulakları çınlasın!Beni bilen, bilir, oldum olası, hep yerli teknik adamları savundum, bu düşüncemde yıllardır bir milim sapma olmadı, olmaz da. Valerien Ismael ile yolların ayrılmasından sonra gündeme birçok yerli aday geldi, yönetim Şenol Güneş’i tercih etti, bence hiç sakıncası yok, yerinde bir karar. Neticede Güneş hem yerli, hem de Kartal’da iki kez şampiyonluk yaşadı, artı tribünlerde de kredisi var, yetmez mi?  Güneş hocamız tecrübeli, bilgi birikimi yüksek, ne var ki işinin kolay olmadığını düşünüyorum. Niye mi? Kartal’ı yarı yolda aldı, takımı bu zorlu zirve yarışında tutmak için elinin altındakilerle yetinecek. Gerek sisteme, gerekse oyun şablonuna bazı dokunuşlar yapacağını dün gördük... Örneğin genelde tek forvetle oynayan Kartal’ı ikiliye döndürdü, Weghorst’un yanına Cenk Tosun’u monte etti. Beşiktaş’ın geçmiş maçlarda, çok basit ve kolay goller yediğini biliyoruz, birçoğu bireysel hatalardan geldi. Güneş hoca bu kronikleşmiş rahatsızlığa mutlaka bir reçete yazacaktır, orayı da derler toparlar.  Cenk Tosun’un penaltı golüyle öne geçen Beşiktaş’ta 33’te bu kez Weghorst sahne aldı, farkı ikiye çıkardı. Bundan sonra mı? Kartal yine vites küçülttü, oyundan düştü, Ümraniye direnişini sürdürdü, nitekim 45’te Valle, farkı bire indirdi.  Güneş hocanın ikinci yarının başında Tayfur, Redmond ve Umut’u sahaya sürmesi Kartal’ı biraz ayağı kaldırdı, nitekim Josef’in asistine Tayyip karşılık verdi, farkı yeniden ikiye yükseltti. Ne var ki Kartal bu, farkı ikiye taşıyor, yeniden kalesinde gol görüyor! 57’de Avounou şık bir golle takımını yeniden umutlardırırken, Cenk 62’de ikinci kez tribünleri ayağa kaldırdı. Ismael’in kulakları çınlasın! Redmond’un Dele Alli’den iki gömlek üstün olduğunu gördük, adam pire gibi, çabuk mu, çabuk. Yararlı mı, yararlı. Kazandığı her topta, oyunu rakip alana yıktı, üretimlere katkı sağladı. Kartal, yine ‘iş kazası yaşar mı’ dedik, Weghorst 78’de harika bir golle bu düşünceye set çekti, farkı ikiye çıkardı, alkışlar arasında kenara alındı. Maç bitiminde Şenol Güneş hocamızın tribünlere üçlü çektirmesi, bu enerjinin gelecek haftalarda Kartal’ın futboluna müthiş pozitif katkılar sunacağının habercisidir.

 

Fatih Doğan (Sabah)

"Çocuklar inanın, inanın çocuklar. Güzel günler göreceğiz, güneşli günler. Motorları maviliklere süreceğiz, şampiyonluk şarkıları söyleyeceğiz..." Şenol Güneş'in yeşil zemine ayak basmasıyla birlikte maç boyunca tribünlerde bu mısraların etrafında ete kemiğe bürünmüş umut tezahüratları yükseldi. Uzun süredir duyulmayan, görülmeyen bu umut ışığı Beşiktaş'a yeniden doğan Güneş'in ışığıydı... Gelişiyle camia ve taraftar üzerindeki karabulutları dağıtan Şenol Güneş saha içinde de keskin dokunuşlar yaptı. Sistemi 4-3-3'e döndürdü. Oyunun ağırlık noktasını yeniden orta sahaya verdi. Şenol hoca, kaleyi unutulmuş Mert Günok'a teslim ederken hiç 11 yüzü görmemiş Cenk Tosun'a hem formayı hem de takımın liderliğini verdi. Cenk'in penaltıdan duran topa, her alana ayak bastığı görüldü. İsabetli de oldu. Her duran topun başına geçen ve hiçbir sonuç üretemeyen Masuaku'yu görmekten sıkılmıştık. N'Koudou ve kanatta verimli olamayan Muleka'yı kesip Tottenham'dan kanat performansıyla da tanıdığımız Dele Alli'yi ve Cenk Tosun'u kanatlara alarak yeni bir başlangıç yaptı. İkinci golde Cenk'in muhteşem pası, Weghorst'un tek vuruşluk klas golü bir şeyi hatırlattı. Güneş; Cenk, Dele Alli ve Weghorst üçlüsünü milli takımların değişilmez oyuncusu yapar. Beşiktaş, Şenol Güneş'in yönetiminde sahada 2 gol, 1 asistle Cenk Tosun liderliğinde yeni ufuklara ve umutlara kanat açtı

 

Cem Dizdar (Fanatik)

Umut veren telaşsız başlangıç

Lig başlarken dahi ‘Şenol Güneş hayaleti’ Beşiktaş’ın üzerinde dolanıyordu. Nihayetinde beklenen de oldu. Benim açımdan teknik direktörünü değiştirmiş Beşiktaş’ın, önceki hocadan neleri farklı yapacağı merak konusuydu? Örneğin kadro nasıl oluşturulacaktı? Tuhaftı! Dele Alli sahadaydı. Hem de Mario Gomez’i yeter seviyeye ulaşana kadar kenarda tutan Şenol Güneş takımında! İlk devre tempo düşük kaldı ama golle başlayınca işleri kolayladı Beşiktaş. Ayrıca rakibin puan cetvelindeki yeri ve genel durumu düşünüldüğünde oynanan oyuna rağmen devreyi önde kapatmış olmaları da anlaşılırdı. Beşiktaş’a ilişkin bir başka merakım ise ‘Yapılan orta sayısı’ydı? İlk devre yedi ortada kaldı Beşiktaş. İkinci devreye üç değişiklikle başlayınca İnönü tribünlerinin temaşası da anlam kazandı. Oyun da ritim de değişti. Beşiktaş gol yedi ama oyunları ‘Nasılsa atar’ kıvamındaydı, öyle de oldu. Ancak Weghorst/ Cenk ön kurgusu ikinci devre orta yapma konusunda kenarları iştahlandırınca ilk yarıdaki istatistik bir anda yükseldi. İki golde doğru pasa doğru çapraz koşu yapan Weghorst ikincisini biraz da Anıl Demir’in gereksiz çıkışıyla bulsa da yeni hocayla iyi bir başlangıca Cenk Tosun’la katkı verenlerden biri oldu.

Beşiktaş iştahlı ve elden geldiğince hızlı olmaya çalıştı. Daha önemlisi telaşlı değildiler. Evet, bazı pozisyonlarda ‘Aceleci’ göründüler ama özellikle ikinci devre ’Telaş’’tan uzaktılar. Böylece bir sonraki Galatasaray maçı için Şenol Güneş ile lige iyi bir giriş yapmış oldular. Güneş’in de ilk toplantıda altını çizdiği ‘Bu üç maçı halledelim önce’ tezinin rahat geçecek ilk ayağı tahmin edileceği gibi rahat geçti. Güneş’in zaten kredisi hayli fazla. Gol iştahı da gol atabilirliği de yüksek görünen Beşiktaş, İsmael döneminin kafa karışıklığı aşmak için iyi bir başlangıç yapmış oldu. Devamını hep birlikte göreceğiz.

 

Turgay Demir (Fotomaç)

Kartal TOGG oldu!

Ohh be... Ismael'in gidip, Şenol Güneş'in gelmesi bile Beşiktaş'ın havasını değiştirmeye yetti. Weghorst, Cenk Tosun ve Redmond başta neredeyse tüm oyuncuların özgüvenleri arttı. Hollandalı ve Tosun Paşa 2'şer golle gövde gösterisi yaptılar. Diğer golü de Beşiktaş'ın en iyi transferlerinden Tayyip'in atması beni ayrıca sevindirdi. Aferin çocuk, hep böyle ol. Yanlış anlaşılmasın Şenol Güneş geldi ve üç günde her şey düzeldi demiyorum.. Dediğim şudur; İsmael'in sistemsiz sisteminde Wegohrs, Dele Alli, Redmond gibi oyuncular sıradanlaşıyorlardı, şimdi yıldız gibi parlıyorlar. Kalede Mert'in oynayacağından hiç şüphem yoktu çünkü Ersin çifte kupalı şampiyonluk gibi bir tecrübe yaşamasına rağmen bir türlü kalesinde güven veren bir görüntü sergilemedi. Özellikle atılan her pasta paniklemesi onun için büyük handikaptı. Mert rahat, özgüvenli, oyunu başlatırken en yakınındakine atmıyor, en uygun durumdaki arkadaşına atıyor. Olması gereken de bu. Beşiktaş'ın her iki yarının başlarında yaptığı baskı muhteşemdi. Goller de o baskıyla geldi zaten. Ümraniyespor baskıdan kurtulduğu anda Kartal'ın kalesinde tehlike yaşandı ve iki gol yenildi. Yani, Beşiktaş baskı yapmadığı bölümlerde oyunu dinlendirmeli, kaleye gelen ilk top gol olmamalı. Şenol hocanın dünya kupası arasında bu konuyu çözeceğine inanıyorum. Uzatmadan söyleyelim; Kartal önceden, yerine göre dizel, yerine göre benzinliydi, artık yeni nesil otomobillerin kralı TOGG gibi temiz enerjiyle yollarda boy gösterecek; GÜNEŞ enerjisiyle…

 

Ali Ece (Fanatik)

Santrforoloji

Şenol Güneş’in kariyerindeki başarıların hepsini yazmaya bu köşedeki alan yetmez. Onu benim gibi sevenlerin de sevmeyenlerin de hemfikir olduğu bir şey vardır ama: Üniversitelerde santrforoloji bölümü açılsa ders verenlerden birisi Şenol Güneş olur. Ümraniyespor maçına da Şenol hocanın çalıştırdığı takımın santrforlarının Burak Yılmaz, Fernandao, Bakambu, Premier Lig’e transfer olan Cenk Tosun örneklerinden hatırladığımız gibi performanslarının zirve yapması sıkça görülen bir futbol olgusu. Dün gece de Cenk ve Weghorst ikişer tane gole imza atarken onlara pozisyonları üreten kolektif oyun da ilk maçtan görece uygun rakip Ümraniyespor karşısında Şenol Güneş futbolundan numuneler sergiledi. Gedson 2016 model Oğuzhan misali serbest 8’de asıl potansiyelini gösterdi. 

Beşiktaşlılar’ın mutlu olması için... 

Ezbere uzun top şişirilmedi, Weghorst komple forvet rolünde oynatıldı. Özellikle Beşiktaş’ın beşinci golünde yaptığı vuruş çok zekiceydi: O pozisyonda Weghorst sadece yere yatarak soluyla köşeye vurursa gol olabilirdi öyle yaptı. Şenol hocanın kafası ne kadar rahat olur, ne kadar konsantrasyonunu santrforoloji ve takımı geliştirebilecek diğer teknik direktörlük maharetleri için kullanırsa o da Beşiktaşlılar da daha mutlu olurlar. Başlangıç beklerin performansı hariç umut verici, asıl belirleyici ise şüphesiz Dünya Kupası arası ve sonrasında bu kadronun ne oranda Şenol Güneş takımı hüviyetinde olacağında.

 

Sinan Vardar (Fotomaç

Şen ola Kartal

Gençliğimizde Beşiktaş'ın kazandığı her maçın ardından Ağaçlı Yol'dan bağırarak semte yürürdük; "Şen ola Kartal, şen ola... " Şenol Hoca'nın başa geçmesiyle şen olacağız inşallah! Dünkü maçı seyrederken 'Şenol Hoca neden gitti? 3.5 yıl sonra iyi ki geldi" demekten kendimi alamadım. Eski başkanın kulakları çınlasın. Tabii ki Şenol Hoca'nın elinde sihirli değnek yok ama usta teknik adam dün yaptığı küçük dokunuşlarla Beşiktaş'a güneşli günlerin geleceğini müjdeledi. Takımın kazanma iştahının geri gelmesi 3 puandan da önemliydi. Şenol Hoca'nın kanatsız hücum organizasyonu keyif verdi. Dele Alli'nin forvete yakın oynaması da hücuma büyük katkı sağladı. Ama savunma kurgusundaki hatalar hala büyük sorun... Beşiktaş'ın iyi bir kadrosu var. Tek tek baktığınızda takımın yüzde 80'den fazlası tek tek yıldız oyuncular... Hep söylüyorum bu takım 4-4-2 oynar. Weghorst'un bu sistemle daha verimli olduğu gün gibi ortada... Mert Günok tercihi olması gereken bir durumdu. Josef, uzun bir aradan sonra en verimli futbolunu sergiledi. Salih hem savunma, hem de hücumda çok çalışkandı. Cenk'in golleriyle geri dönmesi çok önemli bir detay... Tayyip Talha'nın her geçen hafta yıldızı daha da parlıyor. Dele Alli'nin forvete yaklaşması hücuma büyük katkı sağladı. Beşiktaş taraftarı müthiş coşkuyla şov yaptı. Gelecek hafta oynanacak Galatasaray derbisinden kazanılacak 3 puan zirveye yükseliş maçı olabilir. Ümraniyespor başkan Tarık Aksar ile geçen sezon büyük bir başarıya imza atarak Süper Lig'e çıkma başarısı gösterdi. Ligde istenilen sonuçlar alınmamasına rağmen Recep Uçar'a sahip çıkmalarını son derece takdir ediyorum.