Spor yazarlarından Beşiktaş yorumları

Beşiktaş Medya Grup

Güntekin Onay (Spor Arena)

Kazanmayı Unuttular

Önder Karaveli’nin çelişkili kararları ve tutarsız tercihlerini anlamak zor. Önder Karaveli’nin teknik adamlık anlayışı gerçekten çok farklı. Elindeki en güçlü kadroyla sahaya çıkmıyor. Güçlü 11 ile çıkıp da çok üstün oynadığı maçlarda gereksiz hamlelerle oyuna müdahale edip, iyi giden işleri bozuyor. Takım kötü oynarken ve işler yolunda gitmezken ya hiç hamle yapmıyor ya da çok geç yapıyor. Örneğin dün... Can ile Güven’i 45’inci dakikada çıkartıp Alex ile Atiba’yı sahaya sürse maçı kazanacaktı. Ama 75 dakika bekledi. Son 15 dakika Atiba ile Alex girdikten sonra maç tek kaleye döndü ama yetmedi. Can iyi bir maç çıkartmadığı halde üstelik 60’da sarı kart görmesine rağmen 16 dakika daha oyunda kaldı.

OYUNU OKUYAMIYOR

Önder Karaveli çok büyük bir alanı sadece Josef’in kontrol etmeye çalışmasına seyirci kaldı. Bu kadar güçlü ve kaliteli bir kadro sürekli yanlış kararlar veren, oyuncularına şirin gözükmeye çalışan, oyunu okumaktan son derece uzak bir teknik adamın elinde.

Önder Hoca’nın iyi niyetinden kimsenin şüphesi yok. Ama rahat rahat kazanacağı, üstün oynadığı maçları berabere bitiren, öne geçtiği zaman koruyamayan, asla 2 farklı skora ulaşamayan bir Beşiktaş kimliği oluştu. Güven ve Can’ın oyundan çıkıp Atiba ile Alex’in oyuna girmesi gerektiğini herkes gördü ancak Önder Hoca 75 dakika bekledi.

KENAN HiÇ YOK AMA GÜVEN 11’DE

Geçen hafta performansından memnun olmadığı için derbide 37’de oyundan aldığı 2 oyuncudan Kenan maç kadrosunda yoktu ama Güven 11’de başladı ve iyi oynamadığı bir maçta 67 dakika sahada kaldı. Çelişkili kararları, tutarsız tercihleri gerçekten anlamak zor.

Dün 2 puan daha kaybeden Beşiktaş, kazanmayı adeta unuttu.

 

Bilal Meşe (Skorer)

Kaçan balık yine çok büyük oldu

Valla Önder hocam, aklın yolu bir... Özellikle skor tabelasını değiştirecek kramponlarını yedeğe çekmenin doğruluğunu kimse savunamaz.

Sen gol yollarındaki silahlarını sahaya sür, yani tercihi doğru yap, gerisini onlar düşünsün, gol attılar mı, kaçırdılar mı, bırak onları biz eleştirelim! Bu konuda hepsinin maşallahı var, rekor peşindeler! Hep söyledim, büyük takımlar ister içeride, ister dışarıda tek forvetli oyununu doğru bulmadım, eleştirdim, hala aynı düşüncedeyim. Bak, Güven Yalçın, Batshuayi ve Larin, işte budur... Beşiktaş bu üçlüyle ilk on dakika içinde rakibe öyle bir baskı yaptı ki, adeta nefes aldırmadı! Bu sürede yine Kartal çok üretti, gelin görün ki, final vuruşlarında aynı başarıyı maalesef gösteremediler. Larin ve Güven Yalçın o pozisyonları gole çevirse, inanın Kartal’ın maçı bu on dakika içinde koparması işten bile değildi.Gelelim Larin’e... İnanın biraz teknik kapasitesi yüksek olsa, ideal bir golcü tipi olurdu, bir çok takımı da peşinden koştururdu. Yüksek toplarda etkili, yerde yok dersek abartmış olmayız! Topu göğsüyle indiriyor, ama nereye, en az 5 metre ötesine, ondan sonra yeniden o topu kazanmak efor harcıyor! Kartal’ın bu yarıdaki yoğun baskısı 17’de golü getirdi... Kartal’ın asist kralı Ghezzal, bu maçı da boş geçmedi, Batshuayi’ye topu kazandırdı, golcü futbolcu zor pozisyonda sert vurdu, kaleci topu ağlarda gördü. Gol krallığı yarışında Batshuayi 12 golle ilk on arasında... Hadi sen, sen ol, bu oyuncuyu yedeğe çekin, olmazzzz, onun yeri hep sahadır, bunu bilir, bunu söylerim. Kaleci Ersin cezalı, tribünde, yerine genç Emre Bilgin var, yaşı 18... Özellikle yüksek toplarda sıkıntılı çıkışlar yaptı, tecrübesiz kızmamak gerekir. Ne var ki Lobjanidze’nin frikikten attığı golde Emre köşeyi tahmin etti, ama geç kaldı. İlk yarıda hakem açısından tartışmalı bir pozisyon var... Larin, Burak ve Onur’un ikili sıkıştırmasından çıkamadı, kendini yerde buldu. Orta hakem VAR ile diyaloğunu sürdürdü, izleme konusunda uyardılar mı, bilemem! Ama bana göre pozisyon gridir, penaltıyı verse, kimsenin gıkı çıkmaz!

Yahu bir takım bu kadar pozisyon üretir, bu kadar gol kaçırır mı arkadaş! Öyle net pozisyonlar var ki, gözlerimize inanamadık, hangisini saysak? Bu yarıda Ghezzal, Rosier ve Batshuayi (2) kaçırdıklarına bakın! Biri ceza alanı içinden, diğeri alt pas içinden fileleri havalandıramadı! Batshuayi bile şaşırdı, o altı pastan topu dışarı atmak bile yetenek ister, yetenek!Dedik ya Kartal bu, fırsatları kaçırma adına adeta rekor kırmaya devam ediyor, artık alışkanlık haline geldi maalesef! Belli ki bu sezon böyle gidecek, yapacak bir şey yok, biz alıştık, sizler de alışın, ya da yatıştırıcı alın eyy taraftarlar!

 

Fatih Doğan (Sabah)

Artık veda zamanı geldi

Futbol golle sonuçlanmayan bir oyun olsa, başarı terazisi 'topu rakip ceza alanına sokma, pozisyona girme, gol kaçırma'yı tartsa Beşiktaş açık ara şampiyonluğa ulaşır, Batshuayi de sezonun futbolcusu olurdu! Ancak taraftarlar çok koşan, çok pozisyona giren ama gol atamayan Batshuayi'den de kazanma kültürünü kaybeden Beşiktaş'ın futbolundan da sıkıldı. Artık iyi mücadele etmeleri, sayısız pozisyona girip harcamaları taraftarı teselli etmiyor. Dün Dolmabahçe'de taraftar reflekslerini görünce, sonuçtan bağımsız iyice netleşti: "Yeter" diyorlar... Haklılar. Geçen sezonun şampiyonu, 3 kupalı Beşiktaş, önce Şampiyonlar Ligi'ni kaybetti. Ardından Süper Lig'i ve kupayı, dün de yüksek ihtimal ikincilik şansını... Sergen Yalçın ilk yarıda, "Çözemiyorum" dedi, istifa etti. Beşiktaş'a zarar vermemek adına yakışanı yapmıştı. Önder Karaveli, iyi bir Beşiktaşlı'dır. İnanıyorum ki yapması gerekeni yönetime iletmiştir. Ancak şunu söyleyebilirim ki Sergen Yalçın ayrıldıktan sonra boşta olan Şenol Güneş'e, Okan Buruk'a, Rıza Çalımbay'a burun kıvırıp birçok şeyi kaybettikten sonra Süper Lig'in bitmesine 8 hafta kala İngiltere Championship ekibi West Bromwich'in eski hocası Valerien Ismael'in çözüm olarak sunulması şaşırtıcı ve tartışılması gereken bir durum.

 

Cem Dizdar (Fanatik)

Kabulleniş ve çaresizlik

Meteorolojik etki de yok değildi ama ilk devrenin oyun ortalaması ülke ortalamasının dahi altında kaldı. Karşılaşmanın başında beş altı dakika Beşiktaş, devre sonuna doğru beş altı dakika Hatay. Hepsi bu... Gerisi topu kapma/kaptırma yarışı! Beşiktaş sağ kanadında sadece Rosier çalışırken önünde ısrarla ‘’saklanan Rachid Ghezzal’’ top kendine gelindiğinde görünür oluyordu. Rıdvan/Larin de ön alanı zorlayamayınca Güven’e ‘‘hiç’’ rastlanamazken, Batshuayi ise ara ara göze çarptı! Emre Bilgin’in ‘’gençliği’’ne güvenen Hatay ise kenardan yüksek toplarla kaleciyi hataya zorlamayı planlamış görünse de umduğunu bulamadı. Ta ki Saba Lobjanidze’nin marifetli serbest vuruşuna kadar...

İkinci devre ilkine göre biraz daha düzenli, dolayısıyla iki takımın da ceza sahası önü ya da içinde arayışlarıyla başladı. Beşiktaş ilk devrenin görünmezleri Güven, Batshuayi ve Ghezzal ile üst üste pozisyonların içindeydi. Ve özellikle ilk golü atan Batshuayi özenle kaçırdı durdu! Keza süratle çıkan Hatay’da da El Kaabi başta olmak üzere Ribeiro ve Diouf sondan bir önceki topları ezmeseler belki de golü bulacaklardı. 76’daki Larin/ N’koudu değişikliğinin ardından sol kanadı daha verimli kullanır oldu Beşiktaş. Ne var ki, bu kez de pas yerine sürekli orta ile sonuca gitme takıntısını aşamadı. İki takım da bir gol atıp bu futbol karşılaşmasını andıran maçı kazanabilirdi, atamadılar. 

Ülke puanı masalları

Bu kadar para harcayıp bu denli adı sanı olan oyuncuyu toplayıp bu kadarını oynayabilmek! Bize özgü bir kabulleniş ve yine bize özgü bir çaresizlik. Gelecek sezon da farklı olacağını beklemiyoruz değil mi? Yine kaynağı olmayan paralarla sükseli transfer arayışı, yine yersiz bir büyüklük gösterisi ve yine yaklaşık olarak buna benzer oyunlar. Sonra... ‘’Ülke puanı’’ masalları. 

 

Turgay Demir (Fotomaç)

Kaçshuayi

Önceden sadece gol kaçırıyordu, artık kaleye girmek üzere olan topları da bir savunmacı gibi dışarı atabiliyor! Sanki yeteneklerine el konulmuş gibi! Pes! Rıdvan Yılmaz ortaları hep sol çaprazdan rakibe yapıyor, bir kez bile sıfıra inmeyi denemiyor! Larin ayağında topu tutamıyor, şut atamıyor, iki adım mesafedeki rakibe pres yapmıyor. Güven ona keza. Larin'in yerlisi! *** Vida sağlak olmasına rağmen, ne hikmetse topu hep kullanmadığı sol ayağında tutuyor ve rakip baskı yaptığı anda da ya topu kaptırıyor ya da kalecisine iftira gibi bir pas atıyor. Necip'in topa her girişi faul, topa ayak dışıyla giren ender futbolculardan ve her maç on birde!.. Bu manzara haftalardır aynı!. Demek ki, bu hataların hiç birini gören ve düzeltmek için çaba harcayan kimse yok! Yani.. Yanisi şu; Beşiktaş'ın hocası yok, olsa her hafta aynı kuyuya düşmez bu takım! Tebrikler (!) Önder hocam… Aynen devam, sahada saçmala, sonra bize Beşiktaş'ı ne kadar sevdiğini anlat olur mu!? Yiyen çok nasılsa! *** Haftalardır olduğu gibi dün de fırtına gibi başlayan, üst üste yakaladığı pozisyonları beceriksizce kaçıran bir Beşiktaş vardı. Malum haftalardır hasbelkader bir gol attığında kah kendi hatasıyla, kah hakemin eyyamıyla, çok geçmeden mutlaka gol yiyen bir takım görüntüsünde Beşiktaş… Dün son maçlardan farklı olarak Ghezzal da şut olayında sınıfta kaldı. Kepçe gibi sol ayağıyla attığı üç şut da kaleciye pas gibiydi. Futbol en başta yetenekli oyuncularla oynanır. Beşiktaş'ta yetenekli ve futbol aklı olan oyuncu sayısı çok az; Ghezzal, Rosier, Josef, hepsi bu. Hal böyle olunca, nasıl maç kazanacaksınız, kazanamazsınız, kaybetmediğiniz zaman şükretmelisiniz!

 

Ali Gültiken (Fotomaç)

Zirveden uzaklaştıkça motivasyondan da düşmeler başlıyor. Maçın genel görüntüsü Beşiktaş'ın üstünlüğü yönünde. Pozisyonlar öyle... Rakip ceza sahasında daha fazla oynuyor. Daha çok şut, daha çok baskı var ama tabelada artı gol yok. Bu motivasyon dediğimiz şey oyunu beraberinde çok daha coşkulu hale getiriyor. Coşkulu olmayınca o son vuruşlardaki inanç da ortaya çıkmıyor.

Beşiktaş dün akşam yine elinde olan bir oyunu kazanamadan maçı bitirdi. Batshuayi, Larin ve Ghezzal ile yakalanan pozisyonlar var ama bitiriş yine istenilen şekilde olmadı. Yani Hatayspor gibi ligin önemli takımlarından birine karşı bu tür fırsatları değerlendiremediğinizde oyun daha zor hale gelir. Geldi de...

Zaten karşınızda iyi bir rakip var. Buna kar yağışı ve ağır zemin de eklenince oyun doğal olarak daha da zorlaştı. Hatayspor'un maç boyunca uygulamaya çalıştığı top ayağında olan Beşiktaşlı oyuncuya yakın markaj ve baskı felsefesi de zemin şartları dolayısıyla amacına ulaştı. Hatayspor'un El Kaabi, Lobjanidze, Diouf gibi çok önemli forvet oyuncuları var. Ama Beşiktaş onlara da çok fazla pozisyon şansı tanımadı. Ölü vuruştan gelen gol belirleyici olsa da sorun rakibin yaptığında değil Beşiktaşlı oyuncuların yapamadıklarındaydı...

Beşiktaş kazanamasa da öne çıkan birkaç isim var. Özellikle Rıdvan'ı alkışlamak gerekiyor. Hem savunmada hem hücumda yine mükemmeldi. Ghezzal'ın da Batshuayi ile beraber oyuna pozitif yönde katkı çabaları var. Batshuayi'nin attığı gol önemli ama takım kazanamayınca yine sonuç herkese eksi olarak yansıyor...

 

Serdar Sarıdağ (Milliyet)

Santrforsuz bu kadar

İnsanın aklına Galatasaray derbisi geliyor. Nasıl olur da Kenan Karaman ile Güven Yalçın, derbide ilk onbirde olmaz? Nasıl olur da Kenan ve Güven erken çıkartılır? Hiç kimse ama hiç kimse Beşiktaş’ta gerçeği göremiyor... Bu takım sezon başından beri santrforsuz oynadı. Sergen Yalçın bu yüzden bugün takımın başında değil. Önder Karaveli bu nedenle Beşiktaş’ın tüm kabahatlerini sırtlayan günah keçisi muamelesi görüyor. 

Batshuayi 17. dakikada golünü attı. Hele şükür diyeceğine elleriyle “herkes çok konuşuyor” işareti yaparak tepkisini gösteriyor. 27. dakikada Can Bozdoğan o pozisyonu golle tamamlasa kalan dakikalar Beşiktaş adına daha rahat geçebilirdi. Fakat 42. dakikada Lobjanidze’nin serbest vuruştan attığı gol, dengeleri eşitledi. İkinci yarıda da net pozisyonlar oldu. Güven’in 53. dakikada kaçırdığı ile 59’da Batshuayi’nin kafayla kale ağzından auta gönderdiği pozisyonlar, Beşiktaş adına en önemli dakikalardı.

Munir 80. dakikada Ghezzal’ın şutunu kurtardığı, Mame Diouf ise 84’teki fırsatı değerlendiremeyince iki takım da sahadan bir puanla ayrılmış oldu. Maç sonunda ise Beşiktaş taraftarının ıslıklı protestosu vardı. Hem rakibe hem de maçın hakemine. Ama aslında o ıslıklama bu seneki kısmetsizliğeydi belki de. Belki milli ara sonrası daha farklı bir Beşiktaş görebiliriz ama bu da çok zayıf bir ihtimal.

 

Ali Ece (Fanatik)

Gelecek sezonu planla

Emre, aslında kumaşı iyi bir kaleci. Talihsizliği ilk maçının kara kışa denk gelmesi ve Ersin’in sürekli gelişip Beşiktaş kalesindeki çıtayı yükseltmesi. Ersin, pandemi döneminde, tribünler boşken, baskısız ve beklentilerin düşük olduğu dönemde kaleye geçmeye başlamıştı. Ersin’den önceki zaten yanlış meslek tercihi yapmış bir zattı. Yine de Emre’den daha iyi baraj kurdurmasını beklerdim. Rakipte direkt kaleye vurabilecek oyuncular varken dört kişilik baraj olmaz, minimum 5 kişilik barajın yanına sızan rakipler kadar da kademeye oyuncu yerleştirilir. Beşiktaş’ın baraj hatasını Saba çok iyi değerlendirdi. Bu zeminde zaten dengeli, istikrarlı bir pas oyunu oynamak imkansız. O yüzden öne geçince skoru korumak için ekstra mücadele ve minimum hata gerekli.

Zemin bahane edilebilir ama Güven güneşli havada da, yağmur çamurda karda da hayal kırıklığına uğratıyor. Neden çünkü Güven’in fabrika ayarları, fundemental tekniği Türkiye Ligi ortalamasının üstünde yani bana hayal ettiriyor, beklentilere sokuyor. Misal Kenan Karaman beni hiç hayal kırıklığına uğratmıyor Güven uğratıyor, üzüyor. Bu kez Leverkusen’da yetiştiği orjinal yerinde merkezde santrfor arkasında ikinci forvet rolündeydi. Orada Emirhan’a neden halen sıra gelmedi, ne zaman gelecek çok merak ediyorum. 

Daha iyileri alınmalı

Batshuayi çok iyi bir vuruşla gol attı ancak maçın kalanında çok daha kolay vuruşları yapamadı. Beşiktaş’ın bir an önce bir dahaki sezonki teknik direktörünü belirleyip onunla istişare halinde yeni, daha dengeli, daha güçlü bir kadro kurmaya başlaması gerekiyor. Kalede Ersin, beklerde Rosier ve Rıdvan, orta sahada Josef ve Gedson, ileride Ghezzal ve NKoudou. Kalan 4 mevkiye mutlaka çok daha iyileri bulunmalı, alınmalı. 

 

Sinan Vardar (Fotomaç)

Ne goller yedik

Beşiktaş dün maçın büyük bölümünde müthiş bir baskıyla oynadı. Özellikle ilk 35 ve son 15 dakika şampiyon takım gibiydi. Souza ve Ghezzal'ın orkestra şefliğinde; Rosier, Ghezzal, Batshuayi ve özellikle Rıdvan bindirmeleriyle Hatay'ı kendi sahasına hapsetti. Savunmada Vida ve Necip savunma çizgisini orta sahaya kadar taşıdılar. 90 dakika boyunca kaleye giden 20'ye yakın gollük şutun sadece birinin gol olmasını 'gel de anlat' derseniz bunu İsviçreli bilim adamları bile açıklayamaz. Allahı var siyah beyazlı takım dünkü takım seyir zevki yüksek oynadı. Yuhalanmayı kesinlikle hak etmedi. Fransa ekipleri kıvamındaki Hatay hızlı hücum oyuncularıyla maça renk getirdi. Ömer Erdoğan'ın başarılı takımını bu kadar hapsedecek Türkiye'de başka takım yoktur. Batshuayi'nin eleştirilmesi tabii ki normal ama Belçikalı sürekli golün peşinde... Bu kadar kaçırmalı mı, elbette kaçırmamalı ama bunları atsa zaten Chelsea kiralamazdı. Dün öyle fazla pozisyonların içinde kaldı ki bir ara ağlara giren topu bile çıkardı. Üzülerek söylüyorum Güven dün takımını 10 kişi oynattı. Sakın ama sakın sözleşme yenilenmesin! Can da ışık var ama o da bazen oyundan kopuyor. Sezon bitti Alex'ten hala patlama bekliyoruz. Daha da çok bekleyecek gibiyiz. Son 15'te Atiba ve N'Koudou maça ağırlıklarını koyan isimler oldu. Hele hele N'koudou'nun hızı ve ortalarını da nasıl da özlemişiz. Sakatlanan Necip'in oyuna giren Serdar'ın da hatasız oynamasına alkış. Bak Emre, yediğin golde golde 'hatalı değilsin' diyemem ama Lobjanidze'nin vuruşu son yıllardaki en güzel frikik gollerinden biriydi. Emre'cim; ben hayatımda hiç kalecilik yapmadım forvet oyuncusuydum fakat bu yaşıma kadar hayatta çok gol yedim, yemeye de devam ediyorum. Goller yenecek bunun kaçarı yok! Dün iyiydin, aferin oğlum, çalışmaya devam. Sevgili Beşiktaş Yönetimi, Emre'yle hemen sözleşme uzatın. Yarın çok geç olmadan!