Spor yazarlarından Beşiktaş sözleri!..

Usta yazar ve yorumcular, Beşiktaş'ın Altay'a 2-1 yenildiği maçın değerlendirmesini yaptı.

Beşiktaş Medya Grup

Süper Lgi'de dün akşam siyah-beyazlı cami büyük bir şok yaşadı. Altay'a 2-1 yenilen Kara Kartal'da sakatlanan oyuncuların da artması endişe uyandırıyor, İyte, spor yazarlarından Altay-Beşiktaş maçının ve siyah-beyazlı kulüpteki gidişata dair değerlendirmeleri:

Bilal Meşe: Kartal’ın çürük dişleri! (MİLLİYET)

"Bir takımda 11 oyuncu sakat olabilir mi? Oluyormuş meğer! Hadi biri kart cezalısı, ya diğerleri? Adale sakatlıkları! Nazar mı değiyor, yoksa başka etkenler mi var?Nasıl değmesin? Beşiktaş o kadar iyi futbol oynuyor ki, hele son nokta transferleri nedeniyle sadece siyah-beyazlı taraftar değil, diğer renklere gönül verenler de Kartal’ı izliyor. Hadi gel de nazara inanma kardeşim! Sakatlardan bir takım çıkar. O kadar ki, inanın banko şampiyonluğa oynar. Pjaniç’i de gözle yediler, 32’de o da sakatlandı! (...) Beşiktaş’ın onca sakatına karşın kötü oynadığını söylersek haksızlık ederiz. Öne geçti, farkı açma adına fırsatlar yakaladı, ama golle taçlandıramadı. Kappel ve Bamba golleriyle İzmir’de üç puan bıraktı. Kartal’ın mazareti var, biliyoruz. Sakatları... Gördük ki, yedekler arasında as kadroyu zorlayacak, takımda rekabet yaratacak oyuncu sayısı bir elin parmakları geçmez. Ama çürük diş sayısı ise bir hayli fazla!"

Orhan Yıldırım: Sakata geldi (FANATİK)

"Kartal, İzmir’e 11 eksik ile geldi. Pjanic de sakatlanıp çıktı. Yedekler ile mücadele eden Sergen hocanın takımı, ikinci yarının başında öne geçti. Maçı bırakmayan ev sahibi takım galip geldi. Genç Serdar ilk lig maçında göz doldurdu. Beşiktaş sezonun ilk yenilgisi ile tanıştı.

Yedek ağırlıklı kadrosu ile maça çıkan Kartal, orta alanda topu tutmak istedi. Sergen hoca; Pjanic, Oğuzhan ve Salih’e özel görevler verdi. Taktik iyi işlemeye başladı. Tam bu esnada bir sakatlık daha yaşandı, Boşnak Yıldız devam edemedi. Bu tablo Beşiktaş’ın tüm planını alt üst etti. 

(...)

Ancak 47’de önce İzmir temsilcisi hata yaptı, Güven affetmedi: 0-1. Kartal, on dakika sonra benzer ikramda bulundu. N’Sakala’nın kaptırdığı topta Kappel skora denge getirdi: 1-1. Her iki takım, eşitlik sonrası öne geçme adına yetersiz ataklar yaptılar. 

(...)

Maçı sete çevirip kontra deneyen Altay’da maç böyle bitiyor derken, Bamba sahne aldı. İlk golün pasını veren Bamba, 87’de savunma arkasına sarkıp golünü attı: 2-1."

Serdar Sarıdağ: Tehlike çanları çalıyor (MİLLİYET)

"Maçtan önce kime sorsanız, Beşiktaş’ta en zayıf halkanın, sol bekten geçici devşirme sağ bek Nsakala olduğunu söylerdi. Altay Teknik Direktörü Mustafa Denizli de muhtemelen oyuncularına bu bölgeyi hedef göstermiştir. Olabilir. Fakat olmaması gereken bir şey var. Beşiktaş’ta bazı oyuncuların Johan Cruyff’un “Futbol basit bir oyundur zor olan ise basit futbol oynamaktır” sözlerini hiç aklına getirmemeleri.

(...)

Beşiktaş’ta, Güven’in 47. dakikada bulduğu golün temelinde de Björkander’in kalecisini veremediği basit pas yatıyor. Misal, 85. dakikada Kenan, topu kaleye cılız bir şekilde vurmak yerine basitçe yanındakilere çıkarsa, senaryo belki de çok daha farklı sonlanabilirdi. Bamba’nın 88. dakikada attığı golle kaybeden Beşiktaş, eksik olduğu için yenilmedi. Sadece bu oyunu basit oynamadığı için yenildi. Beşiktaş üç puan kaybetti bununla birlikte son üç maçta kalesinde 7 gol gördü. Şampiyonlar Ligi’nde ise son üç maçta rakip kalelere 19 gol bırakmış bir Ajax ile oynayacak. Eğer orada da böyle pas hataları olursa fatura ağır olur."

Ali Ece: Ruh sağlığı (FANATİK)

"Beşiktaş’ta sakatlık meselesi artık tek veya iki bilimsel sebeple açıklanamayacak kadar büyük bir sorun haline geldi. 32’de Pjanic de sakatlandığı zaman ben artık ruh sağlığımın daha da fazla bozulmasını engellemek için sakatlıklar üzerine düşünmeyi bıraktım. Bu konuda Sergen Yalçın’a sabırlar diliyorum!

(...)

Sergen Yalçın da her şeyi denedi hatta Gökhan Töre’yi bile düzeltmek için onunla konuştu. Sadece ilk 45’te Töre’nin 13 hatalı pası vardı, yani öyle 100 kere topla buluşup da 13 kez topu rakibe kaptırmak gibi değil, bu kadar az sayıda topla buluşup bu kadar top kaptırmak devre sonunda toplam 54 pas hatası olarak Beşiktaş aleyhine yazıldı.

Beşiktaş ile ilgili iyi bir şeyler yaz diyorsanız, en başa yine çok iyi oynayan Rıdvan’ı yazmak gerek. Böyle zor durumlarda sadece yeteneklerinizi değil forma aşkınızı, karakterinizi de sahaya koyarsınız, Rıdvan bunu fazlasıyla yaptı. Josef ve Atiba zaten her maç sahaya oyun akılları kadar sağlam karakterlerini de yansıtıyorlar. Kendisinden 20 yaş büyük Atiba’nın yanında 11’de başlayan Serdar da yetenekleri kadar karakterini de sahaya yansıttı. Sırf tipi Vida’yı andırıyor diye değil, Serdar esmer ve kısa saçlı da olsa şimdilik çivi gibi stoper, zamanla yetenekleri yontularak en azından Vida’ya dönüşmesini dilerim. Keşke bir de N'Sakala yerine sağ bek oynayabilecek bir altyapı oyuncusu daha olsaydı, Beşiktaş en azından 1 puan alabilirdi!"

Ali Gültiken: Böylesi akıllara gelmezdi (SABAH)

"Bu kadar sakat oyuncu olunca bu konu doğal olarak maçın önüne geçiyor. Beşiktaş oturmuş bir ekip ve çok güçlü bir oyuna sahip. Sahanın her bölgesine ve maçın tüm zamanına hükmeden oynama alışkanlığı var. Tabii bunları yaparken en önemli şeyinin de kadro istikrarı olduğunu biliyoruz. Oturmuş düzen ve aynı oyunculardan kurulu ilk 11 istikrarı Beşiktaş'ı çok önemli yerlere taşıdı. Fakat Altay karşısında bambaşka bir fotoğraf karşımıza çıktı. Takımın neredeyse ilk 11'inin tamamı sakat. Bu kadar çok oyuncunun forma giymediği bir durumda şans verilen futbolcularla ideal oyunu bulmak çok kolay değil.

(...)

Beşiktaş rakip yarı alanda kalarak oynayabilen bir takım. Bunu yapabilmesinin en önemli sebebi de ileri uçtaki oyuncularının topa sahip olabilme yeteneğiydi. Sergen hocanın Altay karşısında görev verdiği Gökhan Töre, Kenan ve Salih'in buna çok fazla karşılık verememeleri Beşiktaş'ı çok zorladı. Orta alanda Pjanic'in de oyundan çıkmasıyla Altay oyuna çok daha fazla hakim oldu. Tabi bireysel olarak Kappel ve Bamba'nın üstün performansları da işin içine girince Beşiktaş çok zorlandı. İşin ne hücum ne de savunma tarafını doğru yapabildi. Beşiktaş açısından maçın en pozitif yönü Güven'in attığı goldeki bireysel becerisi ve başarısıydı. Sonucu elbette ki Altay'ın başarısı açından bir kenara koyuyoruz ama Beşiktaş tarafından baktığımızda bu kadar iyi transferin yapıldığı bir sezonda daha ligin yedinci haftasında böyle bir durumla karşılaşılabileceği kimsenin aklına gelmezdi. Hem skor hem de oyun açısından Beşiktaş için zor bir akşam oldu."

Güntekin Onay: Yokluklar içinde hiçlik (HÜRRİYET)

"Altay maçındaki yetersizliği gördükten sonra Ajax’ı düşünmek dahi istemiyorum.

Maça 11 eksik ile çıkan Beşiktaş, Pjanic de sakatlanınca iyice zor durumda kaldı. Karşılaşmayı izleyen Beşiktaşlılar için dünkü Altay maçı resmen bir ızdıraba dönüştü. Sahaya çıkan 11’de forma şansı bulan Gökhan Töre ve Kenan Karaman felaket bir görüntü ortaya koydular.

(...)

Kenan’da, sürat, teknik kalite, hava hakimiyeti, güç, şut özelliği ve dribbling gibi bir forvette olması gereken temel özelliklerin hiçbiri yok. Oyun zekası da çok yetersiz.

Salih Uçan ve Oğuzhan Özyakup da beklentilerin altında kalınca futbola uzak bir Beşiktaş izledik.

Dün Rıdvan Yılmaz’ın gayreti ve ne yaptığını bilen bir Atiba Hutchinson ile Josef de Souza dışında siyah beyazlılarda performansı yeterli sayılabilecek oyuncu yoktu.

Yine de Kenan Karaman girdiği pozisyonları değerlendirebilse İzmir’den 3 puan ile dönülebilirdi.

(...)

Beşiktaş, üst üste gelen sakatlıkların nedenini mutlaka irdelemeli. Bu kesinlikle normal bir durum değil.

Beşiktaş, 3 puan kaybetti ve 3-0’dan 3-3’e yakalandığı Adana Demirspor maçının ardından psikolojik bir travma daha yaşadı. Belki uzun lig maratonunda tam kadroyu yakalayınca bu maçların telafisi var ancak sahaya çıkan bu kadronun dün İzmir’de oynanan Altay maçındaki yetersizliğini gördükten sonra Ajax maçını düşünmek dahi istemiyorum."

Uğur Meleke: Denizli bu maçı kafasında oynamıştı (HÜRRİYET)

"Altay teknik direktörü, Beşiktaş yorulduğunda fişi çekmeyi planlamıştı. Hep söylüyorum, kalitesi belki tartışılır ama bu lig çok rekabetçi bir lig.

(...)

Ligin dört konvansiyonel büyüğü sezonu çok iyi açmışlardı, ilk 4 hafta sonunda hepsi namağluptu. Ancak ne zaman fikstür yoğunlaştı, Avrupa kupaları start aldı, ligin sertliği de hissedilmeye başlandı.

(...)

Ancak dünkü Beşiktaş’ın problemleri, ligin genel rekabetçiliğiyle, yoğun fikstürle açıklanamayacak kadar çoktu elbette. Beşiktaş’ın sakatlarından bir 11 yapabiliyorsunuz ve o 11, muhtemelen dün sahaya çıkan 11’i yenebilecek seviyede.

(...)

Beşiktaş’ta Serdar, Rıdvan, Can gibi birkaç genç fena oynamadılar ama İzmir’den puan almalarına yetmedi bu performanslar."

Sinan Vardar: Tatsız gece (FOTOMAÇ)

"Beşiktaş'ın, 11 eksikle çıktığı İzmir deplasmanında kontrollü bir futbol tercih etmesi çok doğaldı. Ama maalesef dün forma giyen Beşiktaşlı oyuncuların büyük çoğunluğu sınıfta kaldı. Bunca sakatın yanı sıra Pjanic de kenara gelince teknik direktör Beşiktaş rakibinin hatalarını beklemeye başladı. Forma şansı bulan Serdar ve Rıdvan takımı ayakta tutmaya çalışan simlerin başında gelmesi önemliydi. İkisi de takımlarının en iyi takımın en iyi oyuncuları olarak dikkat çekti. Josef ve Atiba iyi ki varlar. İkisi de can siperane bir mücadele gösterdi. Güven biraz kıpırdasa da gerisi hikaye... 

(...)

Gökhan Töre'nin bu kadar formsuzluğuna anlam vermekte zorlanıyorum. Bir futbolcu istese bi kadar kötü oynayabilir mi? Yeni transfer Kenan Karaman'ın da sakatlar iyileştikten sonra formayı bulması çok zor gibi. Açık ve net söylemek gerekirse Beşiktaş'ta dünkü kadroda yer alan en az 5 futbolcu devre arasında kiralık gönderilmeli. 

(...)"

Cem Dizdar: Fırsatı kollamak, fırsatı yakalamak (FANATİK)

"Sahaya '11 bilinmez'le çıkınca oyun kurmakta zorlanan Beşiktaş yine de ilk devre boyunca Altay’a bir iki girişim dışında alan bırakmadı. Ancak olabileceklerin en kötüsü oldu ve onca sakat oyuncuları varken 'oyun aklı' olarak görülen Pjanic de 32. dakikada sakatlanıp çıktı. Üstelik ters tarafta oynatılan N’Sakala daha az, lakin önünde oynayan Gökhan Töre haddinden fazla top ezince Beşiktaş düzen tutturamadı ve ister istemez kendi sahalarında birbirine yapışmak zorunda kaldılar. Böylece durağana giren maç iki takım için de bir 'fırsat kollama' oyununa dönüştü.

(...)

Güven Yalçın'ın kişisel imalatı bir golle başladı Beşiktaş. Ancak baştan beri ters tarafı yadırgamış görünen N’Sakala’ya yapılan baskıdan bu kez de Altay gol çıkardı. Beşiktaş tüm olumsuzluklara rağmen son bölümü olabildiğince iyi oynamaya çalışırken Altay o kolladığı fırsatı son anda buldu ve girdiği pozisyonları olumlu kullanarak maçı almayı bildi.

(...)

Bu kadar sakatlık konusunda anlaşılır bir açıklama yapılacak mı?"

Hakan Can: Ajax maçı kabus olur (FANATİK)

"Bildiğiniz Beşiktaş B takımı... İlk 11’de banko oynayacak 8 oyuncu yoktu... Defansta yerinde oynayan tek oyuncu Rıdvan’dı! Altay’da da eksikler vardı. Zaten dağınık Beşiktaş golü de, sakatlanan Naderi’nin yerine sol kanada geçen Björkander’in bileşik hatalarından buldu. İsveçli futbolcu önce topu hücuma atamadı, dönen topta da Güven’e gol pası verdi... Beşiktaş, Oğuzhan ve Salih’in de etkisiz kaldığı maçta, bu kadar eksikle yine de kazanabilirdi ancak Kenan Karaman bileşik hareketi yapamadığı için maçı kopartamadı... Altın kural işledi. Atamayana attılar... Bir başka pozisyonunda oynamayan oyuncu N’Sakala’nın kötü pası Altay’ın golü oldu.

(...)

Çoğu adale ve uyluk problemi yaşıyor. Her ülkeden ve uyluktan, kaliteli futbolcular sakatlık problemi yaşıyorsa, bu neden bulunacak ve sakatlık yaşanmaması için çözüm üretilecek. Neden? Daha 5 Şampiyonlar Ligi maçı var!

Bir Pjanic eksikti! Alex Teixeira, Batshuayi, Ghezzal, Welinton, Vida, N’Koudou, Necip, Mehmet Topal, Larin ve Montero’ya maçın ilk devresinde büyük futbolcu Pjanic de eklendi... İnanılır gibi değil! Daha 7. hafta... Antrenman ve dinlenme metodları gözden geçirilmezse, bu rüya kadro büyük hüsran yaşar... Bu kadar sakatlık olmaz, talihsizlikle açıklanamaz!

Rıdvan Yılmaz artık A Mili Takım’da oynamaya hazır gözüküyor... Top takımdayken çok iyi, rakipteyken biraz daha gelişmeli..."

Hasan Sarıçiçek: Beşiktaş'ın öz güveni yetmedi (TÜRKİYE GAZETESİ)

"Diyeceğim şu ki rezerv güç bir takımın başarısı için önemli göstergedir.

Şöyle ki rakibi toplu ve topsuz oyunda âdeta dağıtan Batshuayi ve onu kanatlarda topla besleyen Larin ile Ghezzal’in yer almadığı Altay maçında Beşiktaş rezerv gücünü bir anlamda test etti etmesine de dertler katmer katmerdi.

Alex, Rosier ve Vida’sız oyunda Pjanic gibi oyun kurucu da sakatlanmaz mı? Sorun üstüne ne sorun.  

Sonuç; rezerv güç adına dün gece için değilse de gelecekte Beşiktaş adına ümit vericiydi.

Özellikle Kenan ve Güven’in uyumu, Rıdvan ve Serdar çalışkanlığı ile Beşiktaş eksiklerini kapamaya çalıştı. Nitekim Beşiktaş’ı öne geçiren golünde pozisyonu kaybeden Güven’in o inanılmaz soğukkanlılık ve becerisi alkışa değerdi.

(...)"