CHP sahaya indi!

Hak, hukuk, adalet çağrısıyla CHP, 'Milletin Sesi' mitingi için Maltepe'de toplandı. İstanbul Maltepe'de düzenlenen 'Milletin Sesi' mitingine vatandaşlar akın etti. Kılıçdaroğlu, "Uzun süredir söyleyecekleri elle tutulur hiçbir şey kalmadı artık.…

Beşiktaş Medya Grup

Yargıtay'ın CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun 4 yıl 11 ay 20 gün hapis cezasını onamasının ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bursa'da yapılacak olan 'Milletin Sesi' mitingi İstanbul'a alındı ve miting, vatandaşların yoğun katılımıyla gerçekleşti. 

KAFTANCIOĞLU ALKIŞLARLA KÜRSÜYE ÇIKTI

Mitingte Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş ve Tunç Soyer'in de aralarında bulunduğu CHP'li büyükşehir belediye başkanları, İstanbul ilçe belediye başkanları, Yüksek Disiplin Kurulu üyeleri, Parti Meclisi üyeleri, milletvekilleri ve genel başkan yardımcıları alkışlarla karşılandı. Ardından da Canan Kaftancıoğlu alkışlarla kürsüye davet edildi.

“AZ KALDI, FİNALE YAKLAŞIYORUZ”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise, sahneye eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile birlikte çıktı. Kılıçdaroğlu'nun sahneye çıkmasıyla kalabalıktan “Hak, hukuk, adalet” sloganları yükseldi. Edinilen bilgilere göre; Kılıçdaroğlu, yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın. Haramilerin saltanatı yıkılıyor. Yaklaşık 5 yıl önce bu meydandaydım. Ankara'dan İstanbul'a milyonlarla birlikte yürümüş, 9 Temmuz'da bu meydanda milyonlarla buluşmuştum. Kimse bu yürüyüşün bir son olduğunu düşünmesin, bu yürüyüş ilk adımımdır demiştim. 5 yıl önce ilk adımını attığımız yürüyüşün finaline yaklaşıyoruz. Az kaldı, bu kentin, bu meydanlarında, sokaklarında, tarlalarında, fabrikalarında, üniversitelerinde, özgürce kucaklaşacağız. Meraklanmayın. Az kaldı."

“BİRİLERİ TÜRKİYE'Yİ ZİFİRİ KARANLIĞA SÜRÜKLEMEK İSTİYOR”

"Benden önce halkınızın çığlığını dinlediniz. Birileri Türkiye'yi zifiri karanlığa sürüklemek istiyor. İnsanlığı korkuyla sindirmek istiyor. Yaratılmak istenen bu korku ikliminin aparatlarını hepimiz çok iyi biliyoruz. Siyasallaşmış yargı, mafya, uyuşturucu, kaçakçıları, paramiliter yapılar, beşli çeteler, yandaş medya ve beslemeleri, trol ağaları, insan kaçakçıları, silah kaçakçıları, hepsi ama hepsi birlikte çalışıyor."

“TEK AMAÇLARI KORKU İKLİMİ YARATMAK”

"Bunların tek bir amacı var. Korku iklimini yaratmak ve bu iklimden nemalanmak. Bunu hem siyasi, hem finansal açıdan nemalanmak için yapıyorlar. Bu milleti korkutarak bu sistemi ayakta tutmak istiyor. O ve sarayı giderse ‘Kaos olur' algısını oluşturma peşindeler. Bu algıyı pekiştirmek için sudan sebeplerle evleri basıyorlar.

İnsanları gece yarısı gözaltına aldırıyorlar. Tutukluyorlar. Okulları basıyorlar. Tweet attılar diye liseli çocukları okullarından alıyorlar. Yeşili savunan, doğayı savunan aktivistlere ağır hapis cezası verdiriyorlar. Bebekleri babalarından, annelerinden koparıyorlar. Hapse atılan gazeteciler, siyasetçiler, siyasilere getirilen siyaset yasakları. Şimdi bir adım daha atıp partileri kapatmaya hazırlanıyorlar.

Konserleri yasaklıyorlar. Kürtçe müziğe dahi tahammül edemiyorlar. Bu ülkenin ulu çınarı olan sanatçıları mahkeme koridorlarında süründürüyorlar. Saray ve şürekasının dilinden düşmeyen bir kelime var. ‘O yasak, şu yasak'. Tahammül edilemeyen K-Pop, tahammül edilmeyen gençler, tahammül edilmeyen eğlence, tahammül edilmeyen mizah, tahammül edilmeyen yaşam tarzı, tahammül edilmeyen özgürlük…

Biz ise CHP olarak gençlerden Atatürk'ün dediği gibi, ‘Fikri hür, vicdanı hür’ bir nesil bekliyoruz. Gençlerimizin her birisinin fikri hür ve vicdanı hürdür."

“BİZİ ÖZGÜRCE ELEŞTİRECEKSİNİZ”

"Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür ne demek? İktidar değişsin, ülkeye bolluk bereket geldi, ülkeye huzur geldi, ülkeye hak hukuk adalet geldi diye yetinmeyeceksiniz. Nerede bir hata görürseniz, nerede bir yanlış görürseniz, bizi özgürce eleştireceksiniz. Bu pencereyi açıyorum size. Eleştirmekten korkmayacaksınız, çekinmeyeceksiniz. Saray rejiminde gençlere eğlence yok. Saray rejiminde bolca uyuşturucu var. Saray rejiminde gençlere bahis, kumar var. uyuşturucu baronlarıyla kol kola olanlar var. Memleketi bir uyuşturucu bataklığına çevirdiler. Bugün Türkiye'de her gelir grubuna göre pazarlanan uyuşturucu var."

“BİZ KAZANACAĞIZ”

"Kadın cinayetleri, işçi cinayetleri, siyasilere suikast hazırlıkları. Biz kullanışlı aparatlarla kavga edeceğiz. Sonuna kadar edeceğiz, ben kazanacağım. Bu haklı davamızın önünü kesmek için sürekli bir güvensizlik ortamı yaratmak istiyorlar. Başaramayacaklar. Söz veriyorum biz kazanacağız.

Sarayın üstünü örtmek istediği ekonomik krizin acı gerçeklerini halkımızdan az önce dinlediniz. Ülkemiz, ağır bir ekonomik buhranın içindedir. Bu, hakka, hukuka ve adalete sırt çevirmenin sonucudur. Bu ekonomi, adaletsiz yönetimin sonucudur. Milyonlarca aile ağır yoksulluk içinde geçinemiyor. Gençleri umutsuzluğa mahkum etmek istiyorlar. Enflasyon yüzde 150'lere dayanmış Onlar, emeklinin bayram ikramiyesine tek kuruş zammı dahi çok görüyorlar."

“BUNLARIN TAMAMI YALAN, YALAN, YALAN!”

"En değerlimizi, gençlerimizi kaybediyoruz. Gençlerimizin yüzde 70'i yurt dışına gitmek istiyor. 550 bini gitti bile. Bu saray ve şürekasının tek yapabildiği harami, hamasi söylemler. Onların hamasi söylemlerinde yalanlardan da hepimiz bıktık. Hep aynı muhabbetleri yapıyorlar dikkat buyurunuz. Ağızlarını açtıklarında yok efendim ‘2023', yok efendim ‘Japonya-Almanya bizi kıskanıyor', yok efendim ‘Anlaşmalarda gizli maddeler var'. Bunların tamamı yalan, yalan ve yalan! Çok uzun süredir söyleyecekleri elle tutulur hiçbir şey kalmadı. Ama az kaldı. Uzun zamandır değişim rüzgarları esiyor. Türkiye değişime hazır.

Bizler bu değişime hazırız. Kollarımızı sıvayıp hemen çalışmaya başlamak zorundayız. Ekonomiyi yeniden inşa etmek zorundayız. Yolsuzluk yapanların, kul hakkı yiyenlerin kim olduklarına bakmadan hepsinin kafalarına inmek zorundayız."

“YETKİYİ ELLERİNDEN ALDIĞIMIZ AN BEŞLİ ÇETENİN TAMAMININ DEFTERİNİ DÜRMEK ZORUNDAYIZ”

"Sarayın ve o fotoğrafçı suç işleri bakanlığının elinden yetkiyi aldığımız an, hepsinin, bu beşli çetelerin tamamının defterini dürmek zorundayız. Biz bu beşli çetelerin kurduğu düzeni bozacağız. Bunların düzenine çorap sokacağız. Kan emicileri sırtımızdan söküp atacağız. Buraya bir parantez açıyorum.

Beşli çetelere, mafyalara, baronlara seslerini çıkarmayanlar, iyilikte yarışan belediyelerimize baskı kuruyorlar. Onların halka hizmetini engellemek istiyorlar. Ama belediye başkanlarımız, siyasi talimatla kurulan bütün baskıları, kumpasları aşarak, entrikaları boşa çıkararak, halka hizmetlerini sürdürüyorlar ve sürdürecekler. Sevgili dostlarım, bu düzen haramilerin düzenidir.

Milyonların sesi olmak için bir hafta süreyle karanlıkta kaldım. Ben neoliberalizme karşıyım. Bırakın halkı sömüren sömürsün, piyasa kendi dengesini bulur söylemine karşıyım. Türkiye'de toplumun belleğine yerleştirilen bu anlayış, iktidar destekli sömürme ve köleleştirmeye dönüştü. Bu yüzden, insanların geçim kaynaklarını korumak ve yeni fırsatlar yaratmak için devletin müdahil olması gerektiğine inanıyorum.

Evet, vergide indirim istiyorum. Ancak bunu yapabilmek için kamu maliyelerimizin sürdürülebilir bir temele oturtulması gerektiğine inanıyorum."

“OLUR DA BU GAZETECİLERİN TIRNAĞINA ZARAR GELİRSE…”

"2 kadın gazeteci, sadece işlerini yaptıkları için tehdit ediliyor. Lafı dolandırmadan açıkça ifade ediyorum. Paramiliterlere, mafyalara, uyuşturucu baronlara, kendini derin devlet olarak ilan eden müptezellere, SADAT'a, Asrika meczuplarına, olur da bu onurlu gazetecilerin tırnağına gelirse, siz kendinizi unutun. Bir daha açık söylüyorum; unutun kendinizi!"

“SINIR NAMUSTUR”

"Ben suçla mücadeleye inanıyorum. Organize olan suçluların hepsini bu toplumdan söküp atmaya inanıyorum. Türkiye'ye gelen kaçakların, özellikle Afganların ve Suriyeli sığınmacıların ülkelerine geri gönderilmesi gerektiğine inanıyorum. Benim vatan sevgimde ‘Sınır namustur' anlayışı var. Yol geçen hanına dönen bu sınırları koruyamayanlar, devleti yönetemezler. 8 milyon kişi plansız, programsız, başımıza bindirdiler. Ülkemiz artık bu yükü taşıyamıyor. Bu nedenle gitmek zorundalar. Gidecekler. Davulla, zurnayla, kardeşçe göndereceğiz kendi ülkelerine. Hiç kimse unutmasın, biz ırkçı değiliz! Asla ve asla bu temiz milletin alnına kara leke sürülmesine izin vermeyeceğiz."

“ÜLKE ELDEN GİDİYOR, BİRLİKTE OLMAK ZORUNDAYIZ”

"Ülke elden gidiyor. Birlikte olmak zorundayız. Birlikte mücadele etmek zorundayız. Vatan bizim vatanımız. Bayrak bizim vatanımız. Tıpkı Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde kazandığımız Kurtuluş Savaşı gibi. Neye inandığımız, geçmişte hangi partiyi desteklediğimiz önemli değil. Eski tartışmaları bir tarafa bırakıp gerçek değişimi sağlamak için birlikte çalışmak zorundayız. Demokrasi ve adalet mücadelesini, kimseyi ayırmadan, kimseyi ötekileştirmeden, kimseyi dışlamadan hep birlikte bu mücadeleyi vermeliyiz."

“BU SENİN DE SORUNUN”

"Genç muhafazakarlara da seslenmek istiyorum. Bu sorunlar, bir kısım insanın sorunu değil. Bu sorunlar hepimizin sorunu. Ey muhafazakar genç kadın! Bu aynı zamanda senin de sorunun. İl başkanımıza siyaseti yasaklayan zihniyet, senin İstanbul Sözleşmeni de, nafakanı da kesmek istiyor. Canan başkanın başına gelene sen ses çıkaracaksın, sesini yükselteceksin. Genç muhafazakar kadın, sen! Çünkü aynısı sana da yapılacak. Çünkü SADAT'ların Asrika toplantılarında sen yoksun.

Seni dinlemezler. O toplantılarda vatana ihanet suçu işlenirken, erkekler oturdu yeni anayasa yazdı. Sen orada yoksun ve olmayacaksın, kayıtsız kalamazsın ey genç muhafazakar kardeşim! Bu seçimde kararsızım diyemezsin! Kayıtsızlık bir cevap değildir. Kayıtsızlık bir başlangıç değil bir sondur. Bu nedenle kayıtsızlık, her zaman saldırganın yararınadır. Saldırgana karşı dik durmalısın, onurlu durmalısın."

“İKTİDAR OLDUĞUMUZDA DEĞİŞMEYECEĞİM, NEYSEM OYUM!”

"Bugüne kadar değinmediğim 2 konuya daha değineceğim. Samimi olacağım. Düşündüklerimi amasız, fakatsız sizlerle konuşuyorum;

Bazıları hala öğretilmiş çaresizlikle, bir partinin ve bir parti liderinin halkını dinlemesini bir zayıflıkmış gibi algılıyor. Bir liderin kibar olmaması gerektiğini söylüyorlar. İyi kalpli olmak, iyi olmak, devlet adamı olmak zayıflık gibi gösteriyorlar. Biz birlikte oluyoruz. Biz birlikte iktidar oluyoruz. Ben, iktidar olduğumuzda asla değişmeyeceğim. Ben neysem oyum! Nerede durduğumu biliyorsunuz ve bunu değiştirmek niyetinde değilim. Kibar olmayı, dinlemeyi, anlamayı, dezavantajlı olanların derdine koşmayı değiştiremem. Değiştirmeyeceğim. Tam aksine, inadına koşacağım."

“KENDİ CELLADINIZI SEÇMEYİN”

"İyi insan olmayı zayıflık olarak gösterenler, bir yüzükle yola çıkanlar, bugün milletin celladı haline geldi. Onlar saraylarda fink atıyorlar, millet ise aç! Kendi celladınızı seçmeyin. Bu şov dünyası değil, bu bir demokrasi arayışı. Ciddi olmak zorundayız, vicdanımızın sesini dinlemek zorundayız, ahlaklı olmak zorundayız, ahlaki değerlerimizi yüceltmek zorundayız."

“HATALARINDAN DERS ÇIKARMASINI BİLEN BİR PARTİYİZ”

"Diyorlar ki ‘Ama CHP de geçmişte böyle yaptı…' Evet hatalar oldu. Evet, biz bugün çok mükemmel bir parti olduğumuz iddiasında değiliz. Ama biz, hatalarımızdan ders çıkarmasını bilen bir partiyiz. Siz de, Allah da şahidimdir ki; kendimizi geliştirmek ve düzeltmek için çok çaba harcıyoruz. İnanmaktan, denemekten, öğrenmekten ve şükretmekten vazgeçmeyenlerin başına harika şeyler gelir. İşte biz şu an bu ortamdayız.

Tam anlamıyla mükemmel olmasak da mükemmel bir göreve talibiz. İşsizlere iş sağlamak, ülkeye kardeşliği getirmek, milleti huzura kavuşturmak, hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye'yi yeniden inşa etmek. Bu söylediklerime inanıyorsanız, bize katılın. Akılcı bir ekonomi yönetimine inanıyorsanız bize katılın. Silivri korkusu olmadan konuşmak istiyorsanız bize katılın. Barış akademisyenleri görevlerine dönsün, harp okulu öğrencileri serbest kalsın diyorsanız bize katılın.

Çevreyi, kurdu, kuşu, ormanı önemsiyorsanız bize katılın. Eğitim ve sağlık için daha fazla sağlık istiyorsanız biz katılın. Çocuklarınızı bu güzel ülkede tutmak istiyorsanız bize katılın. 128 milyar doların kimlere satıldığını öğrenmek istiyorsanız bize katılın. Ödediğiniz vergilerin nerelere harcandığını öğrenmek istiyorsanız bize katılın. İsraf haramdır, yolsuzluk haramdır, yandaş kayırmak haramdır diyorsanız bize katılın. Asgari ücretli açlık sınırına mahkum olmasın diyorsanız bize katılın…

Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken, yepyeni ve tertemiz bir sayfa açmak için, ülkemize çöken zifiri karanlığı parlak bir aydınlığa kavuşturmak için, görüşü, inancı, kimliği, partisi fark etmeksizin, bu ülkenin bütün onurlu insanlarının hakkını ne pahasına olursa olsun, sonuna kadar savunacağım. Bu ülkeden çalınanları tavizsiz geri alacağıma buradan bir kez daha söz veriyorum. Söz veriyorum! Söz veriyorum!"

“EŞKIYA DÜNYAYA HÜKÜMDAR OLMAZ” TÜRKÜSÜNÜ SÖYLEYİP GÜL DAĞITTILAR

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının sonunda ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz' türküsü okundu. Kılıçdaroğlu ile birlikte CHP'li belediye başkanları, yöneticiler, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu sahneye çıkarak, vatandaşlara gül dağıttı, ardından ‘Güzel Günler Göreceğiz’ şarkısı çaldı. Vatandaşlar ve sahnedekiler hep beraber şarkıları söyledi.

Bazı vatandaşlar sahneye çıkarak CHP lideri Kılıçdaroğlu ile fotoğraf çektirdi. Kemal Kılıçdaroğlu ve eşi Selvi Kılıçdaroğlu, kalabalığı arkasına alarak özçekim yaptı. Canan Kaftancıoğlu da sahneye çıkarak halkı selamladı.

KILIÇDAROĞLU SOSYAL MEDYADAN DA PAYLAŞTI: TIPKI KURTULUŞ SAVAŞI’NDAKİ GİBİ…

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, mitingde yaptığı konuşmaya atıfta bulunarak sosyal medya mesajı paylaştı.

Sözlerini yineleyen Kılıçdaroğlu, sahnede vatandaşa gül dağıttığı fotoğraflarla birlikte, “Dindarı, dinsizi, sofusu, sufisi, Türkü, Kürdü, Arabı, Çerkezi, solcusu, sağcısı, liberali milliyetçisi; ülke elden gidiyor. Birlikte olmak zorundayız. Tıpkı Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kazanılan Milli Kurtuluş Savaşındaki gibi…” ifadelerini kullandı.

İL BAŞKANLIĞI: YAKLAŞIK 600 BİN KİŞİ MİTİNGE KATILDI

CHP İstanbul İl Başkanlığı, Milletin Sesi Maltepe mitingine katılan kişi sayısını açıkladı. CHP İstanbul İl Başkanlığı’nın açıklamasında, “Tespitlerimize göre yaklaşık 600.000 kişi mitinge katılım sağladı” denildi.

“ATEŞ OLSANIZ CÜRMÜNÜZ KADAR YER YAKARSINIZ”

Kılıçdaroğlu, Twitter hesabından miting konuşmasındaki önemli noktalara dikkat çekti. Kılıçdaroğlu, şunları belirtti:

“İyi geceler! Bugün yüzbinler mitingde buluştuk ve sahnede bu ülkenin en savunmasızları vardı. Sarayın çoktan unuttuğu bu insanların çığlığını dinledik. Akabinde yaptığım konuşmamdan önemli noktalara dikkati çekmek istiyorum…

Türkiye zifiri karanlığa sürüklenmiştir. Siyasallaşmış yargı, mafya, uyuşturucu baronları, paramiliterler, beşliler, troller korku iklimi yaratmak için birlikte çalışıyor. Kendilerine buradan sesleneyim, ateş olsanız cürmünüz kadar yer yakarsınız. Seçim güvende yapılacak.

Saray ve şürekasının fikrinden dilinden düşmeyen artık tek kelime var: Yasak, yasak, yasak! Eğlence yasak, müzik yasak, mizah yasak, özgürlük yasak. Özetle gençlik yasak. Hadi oradan! Bizim gençlerimiz fikri hür, irfanı hür, vicdanı hürdür. Gençliği yasaklamak kim, siz kim."

“SUSARSAN, ASRİKACILAR YARIN SENİN KAPINA GELİR”

"Türkiye ile ilgili vizyonum çok net ve basit iki kelimeye dayanıyor. Eşitlik ve Değerler. İnsanlar arasında eşitlik istiyorum. Gençlere fırsat eşitliği istiyorum. Hoşgörü, şefkat değerlerine inanıyorum. Bu ülke farklılıklarımızla gurur duysun istiyorum.

Muhafazakar genç kadın, Canan Hanım’ı yasaklayanlar senin de sorunun. O zihniyet İstanbul sözleşmeni yok etti, nafakayı kesme peşinde. Susarsan, Asrikacılar yarın senin kapına gelir. O vatana ihanet toplantılarında Asrikacı erkekler yeni anayasa yazdı. Orada yoktun. Olmayacaksın!

Bana çok iyi kalplisin, kibarsın ama.. diyen vatandaşlarımız oluyor. Saygı duyuyorum ancak celladımıza benzeyerek mi değişim getireceğiz bu ülkeye? Suçluya hep beraber dikleniriz. Milletime ise kibar olmaya, boynum kıldan ince olmaya devam edeceğim. Bu saatten sonra değişemem.

Ve son olarak “Ama geçmişte CHP de…” meselesi. Evet, hatalar olmuştur ama Allah şahidimizdir ki bu parti ve yol arkadaşlarım kendimizi geliştirmek için çok çabalıyoruz. İnanmaktan, öğrenmekten ve şükretmekten vazgeçmeyenlerin başına harika şeyler gelir. Tam oradayız!”