Aşkınızı DNA’nız seçiyor

DNA üzerine bilgi yazılması ve DNA’daki bilginin bilince taşınması konularında akademik araştırmalar yapan Sevil Tunç “Kendime Mesaj” adını verdiği bir kitap çıkarttı.

Beşiktaş Medya Grup

Sevil Tunç “Kendime Mesaj” adını verdiği kitabında “Yaşanılan her olayın kişinin iç dünyasında kendine mesaj olarak algılaması ve yorumlaması gerekir” diyor. Tunç kişinin hayat yolculuğunda yalnız olmadığını bu yolculuğa tüm soyuyla devam ettiğini ve soydan gelen bilgilerin DNA ile taşınarak bilinçaltında bulunduğunu ileri sürüyor. Hatta“ Aşkınızı bile DNA’nız seçiyor diyor.

Londra’da, British Board Of NLP ve The Guild Of Energists adlı kurumlardan “Yaşam Koçluğu, NLP ve EFT eğitimleri alan, araştırmacı Sevil Tunç, DNA üzerinde bilgi yazılması ve kayıtlı bilginin bilince taşınması üzerine çeşitli uluslararası üniversitelerle araştırmaların yapıldığını, kendisinin de bu konu da tez hazırlandığını vurguluyor. Tunç ayrıca da kişinin anne karnındaki bilinçaltı oluşumuyla edinilen bilgiler ve soyundan gelen bilgilerin, hayatı nasıl şekillendirdiğini örneklerle özetliyor.

BİLİNÇALTI ANNE KARNINDA BAŞLIYOR

Kitabın da insanın hayat yolculuğunu genetik biliminden tasavvufa kadar farklı ve geniş bir bakış açısıyla inceleyen Sevil Tunç söyle anlatıyor:

“Ön yargılarımız, eğilimlerimiz, bunlara bağlı olarak gelişimimiz yani inşa ettiğimiz ve sürdüğümüz hayatımız diğer bir tabirle bilinçaltımız kaderimizi yazan kalemdir. Bilinçaltımızın şekillenmesinde 3 faktör etkilidir. İlki DNA’mıza kalıtımsal olarak soyumuzdan gelen işlenmiş bilgiler, ikincisi rahimdeyken anne ile birlikte şekillenen bilgiler sonuncusu da doğumdan sonra yaşananların etkileridir. Tüm bu 3 faktör ile beslenen bilinçaltı korku, ön yargı ve eğilimlerimizin oluştuğu ve yönetildiği yerdir. Gelişimi anne karnında başlar. En stratejik bilinçaltı gelişim dönemi hamilelik zamanındadır. Bebeğe dünyayı ilk defa anne tanıtır. Bebek için anne karnı, bilincin gelişmesi için süper bir gelişim merkezidir. Anne karnında bebeğin bilinç ve sinir sistemi gelişimiyle birlikte, anne ile arasında duygusal etkileşimlerin de başlamış olur. Bu dönemde annenin, karnındaki bebeği fiziksel olarak geliştirmekle kalmayıp aynı zamanda bilinçsel ve duygusal olarak da geliştirir. Çocuklukta edindiğimiz ve sahiplendiğimiz bilgilerle de bilinçaltında oluşan datalar bizim hayatımız olur. Doğum sonrasında yaşamımızda karşılaştığımız bir olay, bilinçaltımızdaki bir modele uyduğu için ön yargımız hemen harekete geçerek o bilgiyi yaftalar. Bilinçaltımız karşılaştığımız olayın eski olayla alakası olmasa bile benzerlikten yola çıkarak daha önceden modellenmiş olduğu kutuya atar ve ona göre yorumlar. Kişi yaşamını yüzde 99 oranında pozitif bir yaşam çizgisinde geçirse de yüzde 1’lik bölümündeki şiddet duyguları nedeniyle en güzel olaylarda dahi karanlık ve üzücü bir taraf aramanıza neden olur.